Türkiye Barolar Birliği Dergisi 136.Sayı
323 TBB Dergisi 2018 (136) Özde DEREBOYLULAR / Perçem ARMAN AİHM’in başta Loizidou davası kararında yapmış olduğu tespit- lerden 102 yola çıkarak Kuzey Kıbrıs’ta alınacak bazı tedbirler sayesinde Türkiye’nin buradaki insan hakları ihlallerinden sorumlu tutulma- sının önüne geçmenin mümkün olup olmadığı değerlendirilmelidir. Özersay’a göre bunu sağlayabilmek için: “ Loizidou kararında atıfta bulunulan asker sayısında belirli oranda bir indirime gidilmesi; mahkemenin tüm iletişim noktalarını kontrol ettiğini söy- lediği askeri birliklerin stratejik değerlendirmeler çerçevesinde belirli noktalar- da toplanması; kararda dikkat çekilen askeri mahkemeler konusunda gerekli değişikliklerin yapılması ve NATO askerlerinin üye ülkelerde konuşlanan bir- liklerinin her tür eylem ve işlemini belirli bir yasal zemine oturtan Sözleşme benzeri bir TC-KKTC antlaşmasının, Garanti ve İttifak Antlaşmalarına halel gelmeyecek şekilde yapılması; KKTC ülkesine kimlik kartı ile giriş-çıkış uygu- lamasının sona erdirilmesi düşünülmelidir ”. 103 Ne var ki AİHM, Kıbrıs/Türkiye kararında Türkiye’yi adadaki in- san hakları ihlallerinden sorumlu tutarken, yalnızca adadaki asker sa- yısını ve Türkiye’nin etkili kontrolünü değil aynı zamanda bu türden bir sorumluluk ilişkisi kurulamadığı takdirde Kuzey Kıbrıs’ta insan hakları ihlallerinin sorumluluğunun kime ait olacağı yönünde bir boş- luk oluşacağı varsayımı üzerinden hareket etmiştir. 104 Kanımızca bu varsayım, hiç de haksız değildir. Mahkemenin, sorumluluk yükleme bakımından önceki kararlarından sapabilmesi için KKTC otoriteleri- nin tek başına etkili kontrol uygulamaya başlaması da yeterli olma- yacaktı. Zira uluslararası toplum tarafından tanınmayan bir devletin AİHS kapsamında sorumlu tutulması mümkün değildir. Böyle bir du- rumda, insan hakları mekanizması bakımından ortaya çıkacak olası bir boşluğun doldurulması için Mahkemenin nasıl bir yöntem izleye- 102 AİHM Loizidou kararında her meseleyi kendi olgularına göre incelemek yeri- ne, Kuzey Kıbrıs’ta bulunan Türk askeri sayısını, bunların tüm toprak parçası üzerinde yayılmış olmasını, her yerde kontrol noktaları bulunmasını ve sürekli devriye gezmelerini dikkate alarak, doğrudan Türkiye’nin dahil olmadığı KKTC makamları tarafından gerçekleitirilen ihlallerin de Türkiye’ye atfedilebileceğine karar vermiştir. AİHM’in Türkiye’ye karşı 18. 12. 1996 tarihli Loizidou kararı, BN. 15318/89, prg. 91-96. 103 Özersay, “Avrupa Birliği Normları ve AİHM Kararları”, s. 59-60. 104 AİHM’in Türkiye’ye karşı 10. 5. 2001 tarihli Kıbrıs kararı, BN. 25781/94, prg. 78.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1