Türkiye Barolar Birliği Dergisi 136.Sayı
349 TBB Dergisi 2018 (136) İsmail DEMİR kuki mahiyetinin iç sular olduğuna yönelik görüşlerine herhangi bir itiraz gelmemiş olması, bu zamana kadar geçen süreçte Boğazlardan geçiş ve seyrüsefer emniyetine yönelik Türkiye’nin tek yanlı olarak gerekli tedbirleri alması ve bunları uygulama yeteneği iç sular rejimi- nin cari olduğunun önemli göstergeleridir. İç sular rejimi, Türkiye’nin başta mevcut zabıta ve yargı yetkisi olmak üzere egemenlik hakkın- dan kaynaklanan diğer yetkilerini daha güçlü şekilde kullanmasına olanak vermektedir. Geçiş ve seyrüsefer özgürlüğü, mevcut rejimi za- rarsız geçiş rejimine bir ölçüde yaklaştırmakta ise de iç sular rejimi, her halükarda Türkiye’nin hak ve menfaatlerine uygun düşmektedir. İç sular rejiminin uygulanması, Sözleşme’nin 1. maddesinde ge- nel olarak düzenlenen sonsuz geçiş ve seyrüsefer özgürlüğü ilkesinin usul ve esaslarının Türkiye tarafından somutlaştırılmasına imkân sağ- lamaktadır. Bu sayede Türkiye, egemenlik yetkilerine dayanarak geçiş ve seyrüsefer özgürlüğünün emniyet içinde sağlanmasının yanı sıra deniz kirliliğinin önlenmesine yönelik her türlü kuralı ihdas edebilir, gerekli gördüğü düzenleyici işlemleri yürürlüğe koyabilir. Bununla birlikte geçiş ve seyrüsefer özgürlüğü ilkesinin süresiz olması, doğal olarak Türkiye’nin Karadeniz’deki açık deniz alanlarına yönelik dü- zenlemeler yapmasını engellemektedir. 74 Türkiye, iç sular rejimine da- yanarak güvenlik gibi bazı gerekçelerle Karadeniz’de kıyısı olmayan devletlerin savaş gemilerinin Boğazlardan geçmesini engelleyebilirse de bu hususta her zaman takdir yetkisine sahip değildir. Sözleşme’de düzenlendiği şekilde gemi türleri ve tonajları bakımından da mevcut sınırlandırmaları da uygulayamaz. D- Uluslararası Örf ve Adet Hukuku Rejimi Doktrinde Karan tarafından Sözleşme’nin herhangi bir sebep- le yürürlüğünün sona ermesi durumunda Sözleşme hükümlerinin, egemen boğaz devleti konumundaki Türkiye’nin makul bir çekincesi olmadıkça, uluslararası örf ve adet kuralı olarak varlığını devam et- tireceği savunulmaktadır. 75 Karan’a göre Taraf Devleti sıfatı olmayan devletler nasıl ki, Sözleşme’ye örf ve adet kuralı olarak itibar ediyor- larsa, 1936 yılından bu yana herhangi bir çekincesi olmayan Türkiye 74 Kurumahmut, Montrö Sözleşmesi, s. 132. 75 Karan, s. 434.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1