Türkiye Barolar Birliği Dergisi 136.Sayı
84 İntihara Yönlendirme Suçu çok karlı olduğu görülmektedir. O halde, intiharlara ilişkin yasaların uygulanmasında, sorgu yargıcından papaza kadar bütün yöneticilerin çıkarı bulunduğu ifade edilebilir. Bütün bunlara dini rekabet ortamı da eklenince intihar olaylarının üzerinde neden bu kadar durulduğu anlaşılmaktadır. 19 Bu dönemdeki müsadereyle ilgili uygulamaların, dul kadınları ve mirasçıları sefalet içinde bırakmamak için çoğu zaman yumuşatıldığı da bilinen bir gerçektir. 20 Sıradan bir insanın intihar etmesi büyük bir suç ve günah olarak kabul edilmesine karşın, intihar edenler soylular ve ruhban sınıfına mensup kişiler olunca bu kişilere neredeyse hiç ceza uygulanmamak- taydı. Zira bu sınıflara mensup olanların intihar etmelerinin mutlaka önemli veya affedilebilir bir nedeni olduğu kabul edilirdi: Onur, cesa- ret, delilik vs. 21 Bu dönemde Fransa’da, müntehirin cesedi ya da anısı 22 aleyhine dava açma usulünün nasıl olacağına ilişkin, 1670 yılında Büyük Ceza Kararnamesi kabul edilmiştir. Ancak söz konusu Kararname, ceza- larla ilgili hiçbir bilgi vermemekte, sadece yargılamada izlenecek pro- sedürü göstermekle yetinmektedir. Bu açıdan bu Kararnamenin bir yenilik getirdiğinden söz etmek doğru olmaz; yapılan sadece mevcut geleneğin derlenmesinden ibarettir. Söz konusu Kararnamenin yirmi ikinci bölümünün ilk dört maddesi şu şekildedir: “Madde 1. Düello, in- tihar ya da adalete açıkça isyan gibi, müteveffaya dava açmayı gerektiren du- rumlar, yani tanrısal ya da insani otoriteye karşı işlenmiş suçlar dışında, bir ölünün cesedine ya da anısına dava açılamayacak. Madde 2. Yargıç, eğer hala duruyorsa ölünün cesedine, yoksa anısına resen bir kayyım atayacak ve aileden bu görevi yapacak biri çıkarsa onlar tercih edilecek. Madde 3. Kayyım okuma yazma biliyor olacak, ant içecek ve davanın ilk soruşturması doğal olarak ona karşı açılacak: Bununla birlikte, son sorgu sırasında sanık iskemlesinde değil, tek başına ayakta duracak; yargılamanın her evresinde adı geçecek, ancak ceza ölünün cesedine ya da sadece anısına verilecek. Madde 4. Kayyım ölünün ce- 19 Minois, İntiharın Tarihi, s.77. 20 Minois, İntiharın Tarihi, s.165. 21 Minois, İntiharın Tarihi, s.169. 22 Asıl olan müntehirin cesedinin cezalandırılması olsa da, kadavranın yaydığı iğ- renç koku nedeniyle bu mümkün olmazsa, müntehirin anısı aleyhine dava açıl- maktaydı.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1