Türkiye Barolar Birliği Dergisi 136.Sayı
86 İntihara Yönlendirme Suçu landırmak yerine onları önleme politikası uygulansaydı! Ya da hiç değilse suça verilen cezalar masumun üstüne yıkılmasaydı!”. 26 Montesquieu , İran Mektupları adlı eserinin yetmiş altıncı mektu- bunda (Usbek’ten İbben’e) intihar meselesine değinmektedir. Yazar intiharın yasayla cezalandırılmasını çok sert bir şekilde eleştirir ve özetle şunları ifade eder: İntihar edenlere karşı Avrupa’da kanunlar çok acımasızca uygulanmaktadır. İntihar edenler adeta bir kez daha öldürülür. Nasıl mı? Cesetleri sokaklarda sürüklenir, namus ve şeref- leri çamurlara bulanır, malları müsadere edilir. Bu yasalar fazlasıyla haksız ve adaletsizdir. Bir insan kederden, sefaletten, hakaretten in- leyip ezilirken bu ıstıraplarına son vermesine neden engel olunmak istenir? Neden bu kişinin sahip olduğu tek çare elinden alınmaya çalışılır? Montesquieu mektubunun devamında, intiharın ne topluma ne Tanrı’ya zarar verdiğini anlatır: Toplum karşılıklı menfaat zemini üzerine kurulmuştur; şayet toplum insan için bir yük, bir zorluk, bir zahmet ve sıkıntı kaynağı oluyorsa birey bu toplumdan çekilmekte öz- gürdür. Yaşam hakkı bir lütuf olarak verilmiştir; ancak kişi bunu ar- tık bir lütuf gibi göremiyorsa bunu reddetme hakkına sahip olmalıdır. Montesquieu , Tanrı’nın birleştirdiği ruh ve bedeni birbirinden ayırarak tanrısal kadere karşı gelindiği eleştirilerine de yanıt vermektedir: Ruh bedenden ayrıldığında, acaba dünyanın düzeni ve uyumu mu bozula- caktır? Dünya sırf bu yüzden zarara mı uğrayacaktır? Yoksa Tanrı’nın muazzam ve muhteşem eserleri önemlerinden bir şey mi kaybedecek- tir? İntihar edenin vücudu, bir buğday başağına, bir solucana, bir çi- mene dönüştü diye artık tabiata yakışıksız bir varlık olarak mı kabul edilecektir? Veya ruhu, dünyadaki bütün şeylerden kaçmış ve saklan- mış diye, yücelik ve mükemmelliğini mi kaybedecektir? Montesquieu mektubunun sonunda, insanların çok önemli olduklarına, hatta ölüm- lerinin doğanın düzenini değiştireceğine bile inanmalarının teme- linde yatan şeyin kendini beğenmişlik, kibir ve gururdan başka bir şey olmadığını belirtmektedir. 27 Yetmiş altıncı mektuptan anlaşılacağı üzere Montesquieu , intiharın gerekçeleri konusunda herhangi bir açık- lama yapmayıp yalnızca intiharın artık suç sayılmaması gerektiğini ifade etmekle yetinmektedir. 26 Akt. Minois, İntiharın Tarihi, s.270-273. 27 Montesquieu, İran Mektupları (Çev.: Muhiddin Göklü), 2. Bası, İstanbul 2001, s.220-223.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1