Türkiye Barolar Birliği Dergisi 137.Sayı

162 7139 Sayılı Kanun Kapsamında Ormancılık ve Su Tahsisi ile Arazi Toplulaştırılmasının Anayasallığı Nasıl ki bir devlet kurumu olan itfaiye birimlerinin yangınla mü- cadele ederken, söndürdüğü varlığın özel kişilere veya kamu kurum- larına ait olup olmadığını ayırt etmeksizin, bir hizmet sorumluluğu bulunuyorsa, orman yangınları ile mücadelede en deneyimli, en do- nanımlı kamu kurumu olan OGM’nin de, ayrımcı bir tutum içerisinde olmaması gereklidir. Polisin kamu bankalarını ücretsiz korurken, özel bankalardan soygunlara müdahale masraflarını talep etmesi düşünü- lemeyeceği gibi yangınla mücadeleye katılım fırsatı verilen gönüllü- lerin masraflarının orman sahiplerinden istenmesine ilişkin “Gönül- lülerin yangına ulaşımı ile yangın söndürmeye yarayacak aletleri ve giyecekleri, Devlet ormanlarında orman idaresi, diğer ormanlarda ise sahipleri tarafından karşılanır.” hükmü Anayasa’nın 2. ve 169. madde- lerine aykırıdır. 6831 sayılı Kanun’un 69’uncu maddesi, çevredeki köy ve kasaba halkının orman yangınlarının söndürme çalışmalarına katılma yü- kümlülüğünü düzenlemektedir. 7139 sayılı Kanun’un 14. maddesi ile bu maddedeki; “yangın söndürme mükellefiyeti” kaldırılarak, yerine “gönüllülük” esası getirilmektedir. Bu şekilde gönüllü insanların da yangın söndürme çalışmalarına katılması sağlanmak istenmektedir. Ancak, esasen bu gönüllü katılıma herhangi bir engel bulunmamakta, sadece gönüllülerin olası zararlarını telafi edici düzenlemelere ihtiyaç bulunmaktadır. Bu nedenle gönüllülük esasının yeni bir uygulama gibi sunulması da yükümlülüğü ikame eden bir uygulama olarak gös- terilmesi de doğru değildir. Yangın söndürme çalışmalarında insan gücünün temel dayanağını oluşturan mükellefiyet esasından, gönül- lülerle ilgili bir düzenleme yapıldı diye vazgeçilmesi, ormanlara zarar verebilecek bir düzenlemedir. Zira sadece gönüllülük esası söz konusu olduğunda, OGM yangın söndürmek için yeterli insan gücü bulama- yabilir. Bu nedenle yangın söndürme çalışmaları ciddi bir zaafa uğ- rayabilir ve orman idaresi ciddi tazminat davaları ile yüz yüze gele- bilir. Öte yandan halkın orman yangınlarını söndürme çalışmalarına katılma yükümlülüğünün ortadan kaldırılması, ormanı korumanın bir vatandaşlık görevi olmasıyla bağdaşmamaktadır. Bu düzenleme ile vatandaşın ormanla bağı biraz daha koparılmakta, ormanlara karşı yükümlülükler, özellikle orman köylüleri bakımından azaltılmakta- dır. Bir yandan Devletin dışındaki kişi ve kurumların da, orman sahibi

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1