Türkiye Barolar Birliği Dergisi 137.Sayı

167 TBB Dergisi 2018 (137) Kenan OK/Uğur URUŞAK/Osman Korkut KANADOĞLU Gerçekten de, ağaçlandırma ve erozyon kontrolü çalışması nede- niyle, kamulaştırılmaksızın orman idaresince ağaçlandırılan ve daha sonra tapu iptal davaları açılarak, arazileri ellerinden alınan malikler tarafından, mülkiyet hakkının ihlali nedeniyle açılan tazminat davala- rı ciddi bir problem haline gelmektedir. Kanun koyucu bu madde ile bir çözüm arayışına girmiştir. Ancak, Ek Madde 15’in içerdiği “orman olarak kullanılmasında yarar görülen taşınmazlara karşılık; aynı bölgede bu- lunan 2/B taşınmazlarından, bunun mümkün olmaması halinde diğer hazine taşınmazlarından eşdeğer taşınmaz verilebilir” hükmü, bir çözüm olama- yacağı gibi, Anayasa’nın 2, 13, 35, 169 ve 170. maddelerine de aykırıdır. Ek madde 15 incelendiğinde, öncelikle, kamulaştırmasız el konu- lan taşınmazlara ne kadar yakınlıktaki taşınmazların “aynı bölgede” kabul edileceği, eşdeğerliğin nasıl belirleneceği konuları hazırlanacak yönetmeliğe bırakılmıştır ve bu aşamada çıkabilecek çatışmalara nasıl çözüm bulunabileceği belirsizdir. Bu sebeple Anayasa’nın 7. maddesi- ne aykırıdır. Diğer yandan, “orman olarak kullanılmasında yarar görülenler- de” bir takas önerilirken, “yarar görülmeyenlerin” sahibine iade edi- lip edilmeyeceği, ağaçlandırılan dönem boyunca sahibinin kullanım hakkının engellenmesiyle doğan hak kayıplarının nasıl telafi edileceği düzenlenmemiştir. Hangi nitelikteki ağaçlandırma alanlarının orman olarak kalmasında yarar görüleceği de belirsizdir. Diğer yandan, Ek 15. Madde bu haliyle, devletçe ağaçlandırılmış, bakılmış, korunmuş ve üzerinde kayda değer bir ekonomik servet oluş- muş ve bir şekilde “orman olarak kullanılması yarar görülmeyen” yer olarak nitelendirilen yerleri sahiplerine iade ederek, bazı arazi sahip- lerine dengesiz bir kazanç elde etme ve bu yolla haksız zenginleşme fırsatı doğurmaktadır. Üstelik aradan uzun yıllar geçtikten sonra, ara- zisini bu süre boyunca kullanma fırsatından mahrum bırakılmış kişile- rin, bu mahrumiyetlerinden doğan hak kayıplarının, arazinin “orman- lık” olarak iade edilmesiyle tazmin edilip edilemeyeceği de belirsizdir. Bu nedenle, kurulan çözüm düzeneğinin sorunu ortadan kaldırması mümkün görünmemektedir. Bilindiği gibi orman idaresi, uzun süredir, hazine veya orman ara- zilerinde verdiği izinlerle, özel kişileri ağaçlandırma yapmaya teşvik

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1