Türkiye Barolar Birliği Dergisi 137.Sayı

170 7139 Sayılı Kanun Kapsamında Ormancılık ve Su Tahsisi ile Arazi Toplulaştırılmasının Anayasallığı Ayanoğlu’nun haklı tespitiyle, hukuk araç yapılarak, yasalarla da Türkiye ormanlarına zarar verilmiştir. 26 Gerek 1961 Anayasası’nın 131. maddesinde yer bulan “bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş” 27 ifadesi, gerekse 1982 Anayasası’nın 169. mad- desinde yer verilen “orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakı- mından hiçbir yarar görülmeyen” ifadesi kadar, hukuk eliyle orman- lara zarar verilmesine zemin hazırlamış başka bir ifade olmasa gerekir. Bu defa, Ek Madde 16’da benzer tanımlama yeniden (bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında hiçbir yarar görülme- yen) ortaya sürülmektedir. Bu ibareye göre, orman olup, orman ka- larak hiçbir yarar üretmeyen yerler vardır. Oysa günümüz ormancı- lık bilim dünyası, tüm ormanların faydalar ürettiğini, sadece üretilen faydanın, içeriğinin ormandan ormana değiştiğini kabul etmektedir. Örneğin bir orman, yapısı itibariyle çok iyi odun hammaddesi üreti- mi yaparken, bir başka orman; toprağı koruyarak, selleri önleyerek, suların akış rejimlerini düzenleyerek, küresel ısınmayı yavaşlatarak, biyolojik çeşitliliği geliştirip insanlığa varlık, seçenek ve miras değer- leri sunarak, yabanıl yaşamın devamlılığını sağlayarak fayda sağla- maktadır. Üstelik bu faydaların yararlananı, bazen özel bir müşteri grubu olarak karşımıza çıkarken, bazen yerel halk, bazen tüm insanlık şeklinde ortaya çıkmaktadır. Orman olarak muhafazasında hiçbir yarar görülmediği iddia edi- len yerlerin yerleşim yerine dönüştürülebilmesine imkân veren bu düzenlemede, orman niteliğinin kaldırılmasının hangi kritere göre ya- hut yöntemle yapılacağı belirsizdir. Söz konusu düzenleme bu açıdan mevcut orman alanlarını tehlikeye atacak; taşlık, kayalık, verimsiz ya da fiilen orman vasfı taşımadığı belirtilen bu orman içi veya bitişiğin- deki alanlarda yaşayan alana özgü flora ve faunanın azalmasına, ara- zi bozulumuna sebep olabilecektir. Yerleşim yerleri ifadesi de hukuki açıdan muğlak bir tanım olduğundan her türlü yerleşimi kapsayacak şekilde çok geniş bir kapsamda ormanların daraltılması riskini içer- mektedir. 28 26 Sedat Ayanoğlu, Anayasa Hükümleri Karşısında Orman Mevzuatımız, Türkiye Çevre Vakfı Yayınları, Ankara 1999, s. 27 Selahattin İnal, Türkiye’de Anayasa Ormancılık İlişkileri, İstanbul Üniversitesi Yay., İstanbul 1971, s. 28 TEMA Vakfı, “Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hak-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1