Türkiye Barolar Birliği Dergisi 137.Sayı

177 TBB Dergisi 2018 (137) Kenan OK/Uğur URUŞAK/Osman Korkut KANADOĞLU zer yetkilerin DSİ Genel Müdürlüğü’ne verilmesi suretiyle arazi toplu- laştırma ve tarla içi geliştirme hizmetlerinin yürütülmesi bakımından bir kanun karmaşası da ortaya çıkabilecektir. Kanun’un bu maddesiyle öngörülen çözümün pratik sonuçları ve ülke gerçekleri göz önüne alındığında, işlevselliği ve yerindeliği de bulunmamaktadır. Kuralın gerekçesinde, “3083 sayılı Sulama Alan- larında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu’nda yer alan yetkilerin DSİ Genel Müdürlüğü’ne verilmesi suretiyle arazi top- lulaştırma ve tarla içi geliştirme hizmetleri ile sulama faaliyetlerinin birlikte yürütülmesi hedeflenmekte olup, böylece bu hizmetlerin ka- musal faydasının artırılması hedeflenmektedir” denmektedir. Ancak ortaya çıkan sonuç, sulama alanlarının dışındaki tüm tarım alanlarının toplulaştırma yetkisinin DSİ’ye verilmesidir. Burada, görünüşte somut olaya uyan ama pratikte uygulanma- sı açık bir adaletsizliğe yol açabilecek bir yasa koyularak, kamu hiz- metlerine egemen olan temel ilkelerin ihlaline yol açılmıştır. 38 Arazi toplulaştırma konusunda uygulamada süreklilik sağlanamadığı gibi hukuki istikrar da tesis edilememiştir. Bu durum kamusal hizmetlerin yeknesak biçimde yürütülmesini de engelleyecek niteliktedir. Böylece hukuki güvenlik de zarar görecektir. b) 7139 sayılı Kanun’un 7. maddesi ile 6200 sayılı DSİ Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’a eklenen 9. madde şu hükmü de içermektedir; “Arazi toplulaştırma sahası ola- rak tespit edilen yerlerde bulunan Hazinenin özel mülkiyetinde ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve arazi toplulaştır- ması maksatlarına uygun olarak değerlendirilmesi mümkün olan tarım arazileri, DSİ’nin talebine istinaden vasfına ve mevcut kulla- nım şekline bakılmaksızın Maliye Bakanlığınca DSİ’ye veya proje idaresine tahsis edilir.” Yukarıda da belirtildiği gibi, 7139 sayılı Kanun 2 ve 7. maddeleri birlikte okunduğunda, DSİ ve “Proje İdaresi’’ adı altında yetkilendi- rilmiş şirket; hazinenin mülkiyetinde ve Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki su havzalarını, orman ekosistemine dahil alanları, çayır ve meralar ile tarım arazisine dönüştürülmüş orman arazilerini, deniz, 38 Bkz. Metin Günday, İdare Hukuku, İmaj Yayınevi, Ankara 2011, s. 334.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1