Türkiye Barolar Birliği Dergisi 137.Sayı

189 TBB Dergisi 2018 (137) Kenan OK/Uğur URUŞAK/Osman Korkut KANADOĞLU 2.4. İştirak Halinde Mülkiyetin Paylı Mülkiyete Dönüştürülmesi 7139 sayılı Kanun’un 7. maddesi ile 6200 sayılı DSİ Genel Müdür- lüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’a ek 9. madde ile ekle- nen hüküm, arazi toplulaştırma ve tarla içi geliştirme hizmetleri proje- lerinin uygulanması esnasında hisse hataları ile 3.7.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun 8 inci maddesi hükümlerine tabi olmayan iştirak halinde mülkiyet olarak tescilli par- sellerin paylı mülkiyete dönüştürülmesi işlemlerinin, DSİ veya proje idaresi tarafından resen düzeltilmesini öngörmektedir. İştirak halinde mülkiyetin paylı mülkiyete, maliklerinin rızası olmadan dönüştürül- mesi, mülkiyet hakkına Anayasaya aykırı bir müdahaledir. Bu durum, her şeyden önce Devletin mülkiyet hakkının korun- masına yönelik pozitif yükümlülüğünü ihlal edecektir. Söz konusu düzenleme, mülkiyet hakkı özelinde öngörülebilirlik ve kesinlik öl- çütlerine de uygun değildir. Aynı zamanda bu alanda birlikte mülki- yet sahibi olanların hukuksal girişimlerinin işlevsiz kalmasına da yol açacaktır. Kamu makamlarının, Kanun’un sağladığı bu olanakla, hak sahiplerini hukuki süreç hakkında bilgilendirmesi zorunlu olmadığı gibi bu konuda kendi iradeleriyle bir uzlaşma sağlayamayan ilgililerin bağımsız yargıya başvurma hakları da ellerinden alınmaktadır. Sonra- sında DSİ veya proje idaresi tarafından resen alınan karara karşı idari yargı yoluna başvurulabileceği düşünülse bile özel hukuk uyuşmazlı- ğının idari yargının konusu haline getirilmesi gibi bir risk de ortaya çı- kacaktır. Böyle bir sonuç, Anayasanın adli - idari yargı kolları arasında öngördüğü ayrılığa da aykırıdır. Birlikte mülkiyet durumunda, birlikte mülkiyetin elbirliği halin- de mi olacağı yoksa paylı mülkiyet şeklinde mi olacağı, maliklerin öz- gür iradesine bağlı bir durumdur. Sahibinin rızası dışında yapılacak bir değişim, mülkiyet hakkını idarenin müdahalesiyle sınırlayacak, hatta ortadan kaldıracaktır. Tapu İdaresinin de devre dışı bırakılması suretiyle DSİ ve “Proje İdaresi” adı altında özel bir şirket, tüm tapu kayıtlarını düzenleme ve tapu üzerindeki şerhleri kaldırma yetkisine kavuşmaktadır. Bu idari işlem, maliklerden bazılarının, diğerlerine göre arazinin daha değerli kısmına sahip olması gibi hakkaniyete ay- kırı bir durumu da ortaya çıkarabilecektir. Bu çerçevede mülkün ger-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1