Türkiye Barolar Birliği Dergisi 137.Sayı
192 7139 Sayılı Kanun Kapsamında Ormancılık ve Su Tahsisi ile Arazi Toplulaştırılmasının Anayasallığı hakkı, içtihat yoluyla yaşam hakkından türetilebilmiştir. Bu noktada, Anayasanın 17’inci maddesinde düzenlenen “yaşam hakkı” önem ta- şımaktadır. Bu açık maddeye ek olarak, Anayasa’nın 56’ıncı madde- sine göre “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkında sahiptir.” Su hakkının, anayasanın bütünlüğü ilkesi gereği çevre ile olan ilişkisi de kurulabilir. Nitekim Anayasa’nın 63. maddesi çok açık bir şekilde devlete bir tabiat varlığı olan suyun korunması yükümlülüğü getirmektedir. Suyun sadece bir tabiat varlığı olmadığı, aynı zamanda bünyesinde bir biyoçeşitlilik taşıdığı, ekosistemlerin temel bir bileşeni olarak ilişkili tüm canlılar ile çevresinde yaşayan halkın konut, çalış- ma, beslenme hakları ile doğrudan ilgisinin bulunduğu tartışmasızdır. Bu nedenle su tam anlamıyla doğal, tarihsel ve kültürel bir değer ol- maktadır. Yine 56. maddenin 2’inci fıkrasında, çevre hakkına yönelik devlete ve vatandaşlara bir ödev de yüklendiği görülmektedir: “Çev- reyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önle- mek Devletin ve vatandaşların ödevidir.” Anayasa’da çevre hakkı ile su hakkının açıkça kesiştiği bir nokta da kıyılara ilişkin olan 43. mad- dedir. Bunun dışında Anayasa’da suyun üzerindeki mülkiyete ilişkin bir düzenleme de bulunmaktadır. 168’inci maddeye göre; su üzerindeki arama ve işletme hakkı devredilebilecektir. Kanun’a dayalı böyle bir devir için Devletin denetim ve gözetimiyle, imtiyazın belli bir süreyle sınırlı olması koşulları aranacaktır. Çevre hakkının bir parçası olması yanında su hakkı bir bütün olarak ele alındığında özellikle beslenme ve sağlık hakları gibi sosyal boyutu ve yoksulların bu zeminde güvencelenmesi açısından başta sosyal devlet ilkesi (md.2) olmak üzere, Devletin temel amaç ve gö- revlerini “(…), kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak…” biçiminde orta- ya koyan 5. maddesi göz ardı edilmemelidir.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1