Türkiye Barolar Birliği Dergisi 137.Sayı

194 7139 Sayılı Kanun Kapsamında Ormancılık ve Su Tahsisi ile Arazi Toplulaştırılmasının Anayasallığı Devletlerin, su hakkına ilişkin olarak, bu hakkın tam olarak ger- çekleştirilmesi için mümkün olduğu kadar hızlı ve etkili şekilde ha- reket etme ve su hakkıyla ilgili geriye götürücü tedbirler almama ko- nusunda değişmez ve devamlı bir yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu bağlamda su hakkının tam anlamıyla gerçekleşmesini engelleyen tica- retin liberalleşmesi yönünde kanunlar yapılmamalıdır. Suyun bir kâr metası haline getirilmesi ve suyun özelleştirilmesi durumunda kamu- sal güvenceye nazaran, pazar koşullarının gereği olarak kalite ve mik- tarda düşüş ve fakat bunun aksine ücretlerde yükselme olacağı dünya- nın pek çok yerinde yaşanmış örneklerden yola çıkarak kestirilebilir. Piyasa odaklı fiyatlandırma, yatırımcıların kar elde etmelerine yöne- lik tarifelerde keskin artış ile birlikte su ücretlerinin orantısız biçimde pahalanmasına yol açacaktır. Su ve suya dayalı hizmetler, kamunun sahip olduğu ve hesap verebilir bir kuruluş tarafından salt kâra bağlı olmayan bir yöntemle verilen bir kamu hizmeti olmaktan çıkarılma- malıdır. Yalnızca kar odaklı bir fiyatlandırma, su hakkına ölçüsüz bir müdahale oluşturacaktır. Bu konuda en belirgin örneği Bolivya oluşturmaktadır. 1999 yılı- nın Haziran ayında Bolivya’nın Cochabamba kentinde su durumuna ilişkin olarak, Dünya Bankası’nca hazırlanan rapor çerçevesinde su sistemleri özelleştirilmiştir. Söz konusu raporda, Bolivya devletinin su hizmetindeki fiyat artışlarını önlemeye yönelik ayırdığı kamusal ödeneğin, bütçe için bir yük olduğu ve ülkenin borçlarının ödenmesi için özelleştirilmeye gidilmesi gerektiği önerilmiştir. Bu öneriler ışı- ğında çıkartılan 2029 sayılı yasa çerçevesinde, su kaynaklarının özel bir şirkete devri söz konusu olmuştur. Su, bir defa piyasa koşullarına açıldıktan sonra, yurttaşların – yağmur suyunun biriktirilmesi dâhil – başka türlü su temin etmesi yasaklanmıştır. Diğer deyişle, yağmur suyu dahi özelleştirilmiştir. Ayrıca, yapılan sözleşmelerde, şirketlere her sene yatırımlarının belli bir oranında (bu örnekte %16) “kâr” ga- rantisi verilmiş, bu nedenle de sürekli olarak suya zam uygulanmıştır. Bu sürecin sonunda ise faturalarda %300’lere varan fiyat artışları söz konusu olmuştur. Arjantin, Gana, Nikaragua gibi ülkelerde de benzer süreçler yaşanmış, fiyat artışlarının bebek ölümlerindeki artışı etkile- diği tespit edilmiştir. 51 51 Bkz. https://www.suhakki.org/2014/06/su-hakki-ve-su-varliginin-korunmasi-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1