Türkiye Barolar Birliği Dergisi 137.Sayı
196 7139 Sayılı Kanun Kapsamında Ormancılık ve Su Tahsisi ile Arazi Toplulaştırılmasının Anayasallığı hir gölünün yok oluşu akıldan çıkarılmamalıdır. Tahsis edilen suyun, şirketler tarafından insafsızca çekilmesini önleyen düzenlemeler 7139 sayılı Kanun’da yer almamaktadır. Üreticinin ücretini ödeyemediği takdirde zorunlu ve temel su hiz- metlerinden yoksun bırakılamayacağına dair devletin üstlendiği ana- yasal yükümlülüğün, sonradan çıkarılacak yönetmelik ile korunacağı- na ilişkin yasal bir güvence bulunmamaktadır. Köylüler ve geçimlik tarımla uğraşan çiftçiler, bu güvencenin yokluğunda kendi toprakla- rından zorla çıkarılmanın kurbanı olabileceklerdir. Su fiyatlarının adil ve insaflı biçimde belirlenmesinde kamunun nasıl dâhil olacağına iliş- kin bir açıklık da bulunmamaktadır. 7139 sayılı Kanun’un su tahsisine ilişkin düzenlemeleri, idare- ye çok geniş bir takdir yetkisi tanımaktadır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne göre de; “Temel hakları etkileyen konularda sınırsız bir yetki anlamına gelecek şekilde yürütmeye takdir yetkisi verilmesi, Sözleşme’de demokratik bir toplumun temel ilkelerinden biri olan hu- kukun üstünlüğü ilkesine aykırı olur. Sonuç olarak hukuk, yetkililere tanıdığı böylesi bir takdir yetkisinin kapsamını ve uygulama şeklini yeterli açıklıkta göstermelidir”. 53 7139 sayılı Kanun’la getirilen bu hükümler, bu konuda daha önce var olan hukuksal rejimde bir farklılık da yaratmamıştır. DSİ suyun şirketlere devri için gereken idari düzenlemeyi 2003 yılında çıkarmış- tır. Suların, çıkarılan yönetmelik kapsamında su kullanım hakkı anlaş- maları ile şirketlere devrinin önünü açmıştır. 2000’li yıllardan itibaren derinleşen finansal kriz, doğal alanların metalaştırılıp endüstriyel üre- timlere açılmasıyla aşılmaya çalışılmaktadır. Doğal alanların sermaye birikiminin tasarrufuna sokulma sürecin- de doğanın varlığı için gereken ve tüm canlılara yaşam sağlayan su; havzası ile birlikte şirketlerin kullanımına ve sermaye birikimine “bü- tünleşik” olarak sokulmaya çalışılmaktadır. Dereler üzerinde dağıtılan hidroelektrik santral (HES) lisansları ve su kullanım hakkı sözleşmele- ri ile Anadolu’nun ve Trakya’nın her yerinde derelerin kullanım hak- kı, son birkaç yıl içinde hızlıca, 49 yıllığına şirketlere devredilmektedir. 53 Sunday Times v. Birleşik Krallık, prg. 49, Tolstoy Miloslavsky v. Birleşik Krallık prg. 84, Meastri v. İtalya, prg. 30.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1