Türkiye Barolar Birliği Dergisi 137.Sayı
201 TBB Dergisi 2018 (137) Kenan OK/Uğur URUŞAK/Osman Korkut KANADOĞLU Yine Anayasa Mahkemesi kararında açıkça ifade edildiği gibi, “De- mokratik hukuk devletinin amacı, kişilerin hak ve hürriyetlerinden en geniş biçimde yararlanmalarını sağlamak olduğundan, hukukî düzen- lemelerde insanı öne çıkaran bir yaklaşımın esas alınması gerekir”. 56 Hukukta istikrarın, kalıcılığın ve kararlılığın simgesi olan hukuki gü- venlik ilkesiyle çelişecek biçimde, kendi ihtiyaçlarıyla sınırlı olarak su kullanan kişiler için koruyucu hükümlere 7139 sayılı Kanun’da yer verilmemektedir. Anayasa’nın anılan hükümlerindeki esneme ve sınırları yasaya bırakma keyfiyeti, başta sosyal devlet ve eşitlik ilkeleri olmak üzere birçok anayasal hüküm ile çelişkili bir durum yaratmaktadır. Sonuç itibariyle suyun kamusal mülkiyeti, su hakkına ilişkin bir güvence oluşturmaktadır. Nitekim bu güvence, insan haklarına ilişkin kamu hizmetlerinin özelleştirilememesi ilkesinin gereğidir. Dolayısıyla bu konunun normatif açıdan açıkça ortaya konulması gerekmektedir. Buna karşılık 7139 sayılı Kanun’da su tahsisine ilişkin yer alan belirsiz düzenlemeler, su hakkını tüm unsurlarıyla herkesin sahip olduğu bir hak olarak görmemekte ve devleti de bu hakkı yerine getirmek ko- nusunda emredici biçimde yükümlü kılmamaktadır. Bu noktada so- run, hakkın özüne varabilecek kayıtlamaların hiçbir anayasal çerçeve çizilmeksizin yasaya bırakılmış olmasıdır. Su kaynaklarının, kâr amacı güden bir özel kişiye devri ve devir-denetim koşullarının da sadece DSİ’nin çıkaracağı yönetmeliğe bırakılmış olması, bu konudaki güven- cesizliği daha da artırmaktadır. Bununla birlikte 7139 sayılı Kanun’daki ifadeler, suyu salt fiziksel bir nesne olarak görmekte ve onun fiziksel bütünlüğünü yok saymak- tadır. Oysa su, havza içinde bulunan yeraltı, yüzey, atmosferik suları, yaşam alanlarıyla birlikte tüm canlıları ve havzaya bağlı yaşayan in- san topluluklarını içeren bütündür. Bu bütünlüğü yok saymak, suyu salt ekonomik bir kaynak olarak görmeye yol açar. Örneğin İspanya, Uruguay ve Bolivya’da suyla ilgili yasal metinlerde su varlıkları bir bütün olarak tanımlanmakta, sosyal ve kültürel boyutlarıyla ele alın- maktadır. 57 56 E. 1999/33, K. 1999/51, Kt. 29.12.1999. 57 Bkz. https://www.suhakki.org/2014/06/su-kanunu-tasarisi-degerlendirme-ve- oneriler-birinci-bolum/. (12.05.2018)
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1