Türkiye Barolar Birliği Dergisi 137.Sayı
220 Müdafi Yardımından Yararlanma Hakkına Uygulanan Sınırlamalar Anayasa’nın 36. maddesinin birinci fıkrasında “ Herkes, meşru va- sıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. ” denil- miştir. Bu maddede belirtilen hak arama özgürlüğü başlığı altındaki düzenlemede açıkça savunmanın ve adil yargılanmanın teminatı da tahsis edilmiştir. Bu noktada aslında ceza muhakemesi hukukuna dair düzenlemeler Anayasa’nın 38. maddesinde zikredilmiş ise de görüşü- müzce savunmanın ve adil yargılanmanın bu maddeden ayrı düşü- nülmesi mümkün değildir. Nitekim T.C. Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarında da bu gö- rüşümüzü destekleyen, ilkesel değerlendirmelere yer verilmektedir. AYM görüşüne göre “ Şüpheli ve sanığa salt savunma hakkının tanınması yeterli değildir. Şüpheli ve sanığın savunma için Anayasa’nın 36. madde- sinde belirtilen “meşru vasıta ve yollardan” yararlandırılması da gerekir. Savunmada başvurulacak meşru vasıta ve yollar arasında avukat- ların teknik bilgilerinden ve tecrübelerinden yararlanma olanağı da bulunmaktadır. Şüpheli ve sanık için Anayasa’nın 36. maddesinde sözü edilen meşru vasıta ve yollardan en önemlisi müdafi yardımın- dan yararlanmaktır. Diğer bir ifadeyle müdafi yardımından yarar- lanma hakkı, Anayasanın 36. maddesinde belirtilen “meşru vasıta ve yollar” kavramının kapsamındadır. Bu itibarla müdafi yardımından ya- rarlanmanın adil yargılanma hakkının kapsam ve içeriğine dâhil ve bu hak- kın doğal sonucu olduğu ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla suç isnadı altın- daki kişi, adil yargılanma hakkı kapsamında kendisini bizzat savunma veya seçeceği bir müdafinin yardımından yararlanma hakkına sahiptir. (...) Mü- dafi yardımından yararlanma hakkının Anayasa’nın 36. maddesin- de düzenlenen adil yargılanma hakkı bakımından başka bir önemi, suç isnadı altında olan kişinin bu haktan yararlandırılması yönün- den devletin pozitif bir yükümlülüğü olduğunun kabul edilmesidir. Anayasa’nın 36. maddesinde suç isnadı altında bulunan kişinin ekonomik durumunun elverişli olmaması veya ceza adaletinin hakkaniyete uygun gerçekleşmesi için gerekli görülmesi hâlinde resen atanacak bir müdafinin yardımından yararlandırılması da gerekir. (...) Dolayısıyla suç isnadı altın- da bulunan kişiden kendisini bizzat savunması istenemez. Ceza adaletinin hakkaniyete uygun gerçekleşmesi için şüpheli/sanığa müdafi atanması zo- runlu ise müdafi görevlendirme konusundaki pozitif yükümlülüğün yerine
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1