Türkiye Barolar Birliği Dergisi 137.Sayı
277 TBB Dergisi 2018 (137) Egemen KARACA Mahkemesi’nin günümüze kadar verdiği kararlar da bu doğrultu- dadır. Netice itibariyle kamulaştırmasız el koyma ile meydana gelen ihlalin sonuç bakımından mülkiyet hakkının ihlali olduğu hususunda Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na katılsak da, gerek Uyuşmazlık Mah- kemesi kararı gerek “6745 sayılı Kanun’la 2942 sayılı Kanun’a ekle- nen Ek madde 1” 9 düzenlemesi sebebiyle mülkiyet hakkının, özüne dokunulacak şekilde tasarrufunun idari işlemle kısıtlanmasının ka- mulaştırmasız el koyma kavramı içerisinde nitelendirilmesi kanımız- ca doğru değildir. Çünkü her iki maddeye ilişkin olarak ortaya çıkan vakıalar karşılaştırıldığında, meydana gelen uyuşmazlıkları çözmekle görevlendirilen yargı yerleri tamamen birbirinden farklıdır. Keza bu durumlara ilişkin öngörülen uyuşmazlığın çözüm usulleri de birbirin- den tamamen farklı olup her iki durumda da malikin mülkiyet hakkı ihlal edildiği halde ayrı yargı kollarında karara bağlanması sebebiyle talep sonuçları bakımından da birbirinden ayrılmaktadır. Bu hususta taşınmazın tasarrufunun, mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde idari işlemle kısıtlandığı durumları kamulaştırmasız el koyma kav- ramı içinde kabul edebilmek mümkün değildir. Nitekim bu nedenle de hukuki el koyma kavramı olarak nitelendirilen mülkiyet hakkının özüne dokunan bu işlemin farklı bir başlık altında incelenmesi gerek- tiği kanaatindeyiz. Ayrıca mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde taşınmazın hukuki işlemle kısıtlanması durumunda bu ihlal ve kısıtlama nede- niyle, doktrin ve yargı organlarınca yerleşik olarak 10 hukuki el koyma la Kentsel Rekreasyon Alanı kullanımında kaldığı belirtilerek, tapu kaydı üzerine kamulaştırma şerhi konulmasına rağmen kamulaştırılmadığı, taşınmaz üzerinde düzenleme yapılmadığı, kamulaştırmasız el atma nedeniyle taşınmazın bedelinin ödenmesi gerektiğinin iddia edildiği; davanın konusunun, davalı idarece 3194 sa- yılı Kanun uyarınca kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade ile yapılan imar plan- larında yer alan davacıya ait taşınmazın bedelinin tazminine ilişkin bulunduğu anlaşılmış olup, belirtilen duruma göre, imar planı ve buna dayalı imar uygula- ması sonucunda uğranılan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, 2577 sayı- lı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-b maddesinde yer alan ‘İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları’ kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.” 9 Resmi Gazete: 07.09.2016 gün, 29824 sayı. 10 Hukuki el koyma kavramının yargı organlarınca kullanımına ilişkin bkz.: Uyuş- mazlık Mahkemesi, 20.02.2017 gün ve E: 2016/538, K: 2017/18 (kararlar.uyuşmaz- lık.gov.tr) ; Dan. 6. D., 27.05.2014 gün ve E:2014/2387, K: 2014/4122 (emsal.danis-
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1