Türkiye Barolar Birliği Dergisi 137.Sayı
282 Kamulaştırmasız El Koymanın Unsurları ve Kamulaştırmasız El Koymaya Karşı ... Ancak Anayasa Mahkemesi bu hükmü anayasaya aykırı bularak iptal etmiştir. 24 Bu iptal kararı sonucunda 20 yıllık hak düşürücü süre ortadan kalkarak kamulaştırmasız el koymanın unsurlarında 2942 sayılı Ka- mulaştırma Kanunu 38. madde düzenlemesi öncesinde aranan şartlar aranmaya devam edilecektir. 25 24 AYM, 10.04.2003 gün ve E: 2002/112, K: 2003/33, (kararlaryeni.anayasa.gov.tr , 10.08.2017), “Mülkiyet hakkının içerik ve sınırlarını belirleme yetkisi yasalara bı- rakılmışsa da, bu konuda yasa koyucuya mutlak bir yetki de verilmiş değildir. Aksi görüşün kabulü mülkiyet hakkının Anayasa garantisi altına alınmış olması- na aykırıdır. Kamu tüzel kişilerinin her hangi bir şekilde kamulaştırma yapmadan bir taşınmaz üzerine kamu yararı amacıyla köprü, yol veya herhangi bir tesis yap- maları kamulaştırmasız el atmadır. Anayasa’nın 46. maddesinde öngörülen kamulaştırma, Anayasa’nın 35. madde- sinde güvence altına alınmış olan mülkiyet hakkına getirilmiş anayasal bir sınır- lamadır. İdare kendisine Anayasa tarafından tanınan olanak ve yetkileri Yasa’ya uygun bir biçimde kullanmaksızın taşınmaza el atarak kamulaştırma ilkelerine aykırı davranamaz. Anayasa’nın sınırlarını belirleyerek izin verdiği kamulaştır- ma yöntemini kullanmadan yapılan el atmalar, itiraz konusu kurala göre yirmi yıl geçtikten sonra yasal bir kamulaştırmanın bütün sonuçlarını doğurmakta ve taşınmazın, idarenin adına tapu kütüğüne tescili ile sonuçlanabilmektedir. Bu ise anayasal dayanağı olmayan kamulaştırmasız el koymadır. Yirmi yıllık hak dü- şürücü sürenin geçmesiyle taşınmaz malikinin her türlü dava açma hakkının en- gellenmesi ve taşınmazın hiçbir karşılık ödenmeden idareye geçmesi, mülkiyet hakkının sınırlanmasını aşan, hakkın özünü zedeleyen bir durumdur Bu nedenlerle kural, Anayasa’nın 13, 35 ve 46. maddelerine aykırıdır. Hukuk devleti insan haklarına saygı gösteren, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her eylem ve işlemi hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hu- kuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa’ya aykırı durum ve tu- tumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve hu- kukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayıp yargı denetimine açık olan, yasaların üstünde yasa koyucunun da bozamayacağı temel hukuk ilkeleri ve Anayasa’nın bulunduğu bilincinde olan devlettir. Devletin veya bir kamu tüzel kişisinin kamu- laştırma işlemi olmaksızın temel insan haklarından olan mülkiyet hakkına keyfi bir şekilde el konularak bireylerin sahip oldukları taşınmazları üzerinde özgürce tasarruf etmelerinin engellenmesi ve yirmi yıl sonunda dava hakkı da tanınmaya- rak, mülkiyet haklarının ellerinden alınması hukuk devleti ilkesine aykırıdır. Ayrıca, hukukun evrensel ilkelerine saygı duymak hukuk devleti olmanın gere- ğidir. Hukukun genel ilkelerinden birisi de mülkiyet hakkının “zaman ötesi” ni- teliği, başka bir anlatımla mülkiyet hakkının zamanaşımına uğramamasıdır. Bu nedenle, Medeni Kanun ve Borçlar Kanunu tarafından bir taşınmazın malik, zilyet veya mirasçılarına tanınmış olan hakların, hak sahiplerince yirmi yıl boyunca kul- lanılmaması, o kimselerin taşınmazla aralarındaki ilişkiyi fiilen kestiğini göster- miş olsa bile, o taşınmazla aralarındaki hukuksal ilişkinin sona erdiği anlamına gelmez. Devlet faaliyetlerinin hukuk kurallarına uygun olması, kazanılmış hak- lara saygı duyulmasını gerektirir. Kazanılmış haklara saygı ilkesi hukukun genel ilkeleri ve hukuk devleti kavramı içerisinde yer alır. Bu ilkenin temel amacı ise bi- reylerin hukuk güvenliğini sağlamaktır. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 2. maddesine de aykırıdır.” 25 Yalçınduran, s. 52.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1