Türkiye Barolar Birliği Dergisi 137.Sayı

324 Vergi Kaçaklığı Suçunda İştirak suçlarda, ancak özel faillik niteliğini taşıyan kişi fail olabilir ve bu suçların işlenişine iştirak eden diğer kişiler ise azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulur” hükmü, bu suç bakımından işlerlik kazanmayacaktır. TCK’nın 37/2. maddesinde düzenlenen “dolayısıyla faillik” mües- sesesi, mükellefin tüzel kişi olduğu ve vergi kaçakçılığı suçu işlendiği durumlarda ceza muhatabının belirlenmesinde önem arz etmektedir. VUK’un 333. maddesinde, kaçakçılık suçundan ve bu suça iştirakten cezalandırılacak kişilerin VUK m. 359’daki fiilleri işleyen olduğu belir- tilmiştir. Ancak özellikle tüzel kişilerde, 359. maddedeki fiili işleyen- ler, suç işleme iradesi olmayan çalışan veya yöneticiler olabilmektedir. Bu gibi durumlarda, dolayısıyla faillikten hareketle, kast (manevi un- sur) olmaksızın icra hareketi (maddi unsur) gerçekleştiren bu kişilerin araç olarak kullanıldığı, kaçakçılık fiillerinde manevi unsuru yani suç işleme iradesini taşıyan kişinin fail olduğunun kabulü gerekmektedir. Örneğin, bir şirketin yönetim kurulu üyesinin temin ettiği sahte fa- turayı, belgenin sahte olduğunu bilmeyen diğer bir yönetim kurulu üyesi veya çalışan kayıtlara geçirebilir. Bu halde, suç işleme iradesi olmayan ancak sahte faturayı kullanma hareketini gerçekleştiren kişi fail veya suça iştirak eden olmayacaktır. Dolayısıyla faillik hükmünü düzenleyen TCK’nın 37/2. maddesi gereği, icra hareketi gerçekleştiren kişiyi araç olarak kullanan yönetici dolaylı fail olacaktır. 53 C. AZMETTİRME Manevi nitelikte iştirak olan azmettirmeyi düzenleyen TCK’nın 38. maddesine göre, “başkasını suç işlemeye azmettiren kişi, işlenen su- çun cezası ile cezalandırılır”. Azmettirme, belli bir suç işleme konusun- da fikri olmayan bir kişinin başkası tarafından bu suçu işlemeye karar verdirilmesidir. 54 Bu işlemi yapan kişiye “azmettiren” denir. Azmet- tiren konumundaki iştirakçi suç işlenmesine ilişkin fiillere katılmaz. Azmettiren yaptığı yoğun sayılacak manevi ve psikolojik telkin ve baskılarla suçu işleyenin suç işleme niyet boyutu üzerinde etki ederek suçun işlenmesine sebep olur. Örneğin, mali müşavirin, “yanıltıcı belge kullanmak yoluyla mevcut sorunun kolayca çözüleceği” yolundaki telkini 53 Bayar, s. 132; Tahir Erdem, “Vergi Suçlarında Dolaylı Faillik”, Vergi Sorunları Der- gisi , 2008 Mart, S. 234, http://vergisorunlari.com.tr, s.e.t. 25.01.2018. 54 TCK m. 138 madde gerekçesi.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1