Türkiye Barolar Birliği Dergisi 137.Sayı
352 Kat Mülkiyeti Kanunu Çerçevesinde Kiracının Bağımsız Bölüm, Ortak Yerler ve Eklentiler ... sahipliğinin dayanağı olan arsa payı da devredilmiş sayılacağından, kuşkusuz ortak yerlerin de bu devrin kapsamına girmesi bir zorun- luluk arz etmektedir. 30 Bu nedenle, başlı başına kullanmaya elverişli olsalar bile kat mülkiyetine konu teşkil etmeyen ve ilgili kat malikle- rinin ortak kullanım, yararlanma ve tasarrufuna tabi olan ortak yerle- rin bağımsız bölümlerden ayrı olarak devri mümkün olmadığı gibi, bağımsız bölümün devri halinde söz konusu ortak yerlerin kapsam dışında tutulması da niteliği gereği mümkün değildir. 31 Aynı şekilde, miras, mahkeme kararı veya cebri icra gibi bağımsız bölüm mülkiyeti- nin tescilsiz geçtiği hallerde de ortak yerler kendiliğinden devredilmiş sayılacağından, bağımsız bölüm mülkiyetini kazananlar, ortak yerle- re de yine KMK m. 6/IV hükmünce malik olur. 32 Bunlar dışında, söz samdaki bağımsız bölümlerin ortak kullanma ve faydalanmasına tahsis edilmiş bulunan parsellerin malik hanesine, tahsis edildikleri toplu yapı kapsamındaki diğer parsellerin ada, parsel, blok ve bağımsız bölüm numaraları gösterilmek suretiyle tapu siciline kaydedilir ve bu suretle tahsis edildikleri parsellerde bu- lunan bağımsız bölümlerin ortak yeri olur” şeklinde bir düzenlemeye yer veren KMK m. 67/I. fıkrasında yer almaktadır (Ayrıntılı bilgi için ayrıca bkz. Şengül, s. 280 vd.; E. Saba Özmen/Hafize Erden, 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine, Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına ve Kanuna Toplu Yapı İle İlgili Maddeler Eklenmesine Dair Kanun Tasarısının Ek- lenmesi, İstanbul Barosu Dergisi , C. 74, 2000/10-11-12, s. 962). İşte, bu şekilde mey- dana gelen eşyaya bağlı mülkiyet ilişkisinde, birden fazla şey o derece birbiriyle bağlı hale getirilmiştir ki, bir kimse bir malın maliki olduğu için başka bir şeyin de kendiliğinden maliki haline gelmektedir. Böyle bir hukuki birlikteliğin varlığı ha- linde, hakim taşınmazı devredip, ona bağlı diğer taşınmaz mülkiyetini muhafaza etmek mümkün değildir. Ayrıca, böyle bir intikali tarafların arzu edip etmeme- lerinin, hatta diğer taşınmaz mülkiyetine ilişkin devri istememelerinin bir önemi de yoktur. Zira bu, ipso jure, yani hukuken ve kendiliğinden meydana gelen bir intikaldir (Bkz. Kemal Oğuzman, “Eşyaya Bağlı Haklara Hakim Olan Esaslar”, Halil Aslanlı’nın Anısına Armağan, İstanbul 1978 (Eşyaya Bağlı Haklar), s. 121 vd.; Hatemi/Serozan/Arpacı, s. 29; Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, s. 562; Benno Schneider, Das Schweizerische Miteigentumsrecht, Bern 1973, s. 279 vd.). 30 Aybay/Sanal, s. 41; Abdülkadir Arpacı, Açıklamalı-İçtihatlı Kat Mülkiyeti Ka- nunu Devremülk Sistemi, İstanbul 1987 (Kat Mülkiyeti), s. 41; Oğuzman, Eşyaya Bağlı Haklar, s. 121 vd.; Hatemi/Serozan/Arpacı, s. 29; Tekinay/Akman/Burcu- oğlu/Altop, s. 562; Schneider, s. 279 vd. 31 Arcak, s. 183; Germeç, s. 162; Aybay/Sanal, s. 41; Arpacı, Kat Mülkiyeti, s. 41. Benzer şekilde, belirttiğimiz husus bağımsız bölüm üzerindeki mülkiyet hakkı- nın devrine yönelik kişisel haklar için de geçerlidir. Örneğin, satışı vaad edilen bağımsız bölüme özgülenmiş ortak yerlerin, bu satışın dışında kalacağı kararlaş- tırılamaz. 32 Arpacı, Kat Mülkiyeti, s. 41. Miras bırakanın bağımsız bölüme ilişkin yapmış ol- duğu ölüme bağlı tasarruflar ortak yerleri de kendiliğinden kapsadığından, ortak yerlerin bağımsız bölümden ayrı olarak bu kapsamın dışında bırakılması müm- kün olmadığı yönünde Aybay/Sanal, s. 41, 42.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1