Türkiye Barolar Birliği Dergisi 137.Sayı
47 TBB Dergisi 2018 (137) Ümit GÜVEYİ olaylar nedeniyle tertiplenmektedir. Söz konusu yöntem, hükümdar- lığa bir sınırlama getirir niteliği haiz değildir. Diğer taraftan meşveret, teşekkülü itibariyle demokratik temsilden de uzak bir yapıdır. Zira oluşumunda halkın temsilcileri bulunmamakta olup, devlet yöneti- minde çalışmış ya da çalışmakta olan kişiler yer almaktadır. 35 Padişah iradesine dayalı olarak toplanan meclis, aynı şekilde salt padişah ira- desi ile feshedilebilmektedir. Esas itibariyle yalnızca istişari görüş bil- dirme konusunda yetkilendirilmiş olan meşveret meclisi, Avrupa’da mevcut anayasal monarşilerde kurulu yasama meclislerinden son de- rece uzaktır. 36 Bununla birlikte, toplantıya katılanların özgürce tartışa- bildikleri ve görüş beyan edebildikleri kabul edildiğinde, en azından işleyiş açısından meşveret yönteminin, ilkel de olsa demokrasiye katkı sunan bir yöntem olarak nitelendirilebilmesi mümkündür. 37 Bu itibar- la meşveret yöntemi Türk demokrasisinin temellerinde yer alan tarihi bir uygulama niteliğini haizdir. Osmanlı Devleti’ndeki hak kavramının 1876 Anayasası’ndan önce de var olduğu bilinmektedir. Kuruluş döneminden 16’ncı yüzyılın sonlarına kadar Osmanlı Devleti’nde, Batı’da mevcut temel haklara benzemeyen tek bir hakkın var olduğu söylenebilmektedir. Bu hak Mumcu tarafından, vatandaşın devletten adalet talep etme ve ya adaletsiz- likleri gidermeyi isteme hakkı olarak ifade edilmektedir. Adaletli davran- mak, Osmanlı hükümdarlarının en temel görevi olarak görülmektedir. Temel hakların korunması adına büyük anlam ifade eden adalet ilke- sinin varlığına rağmen Osmanlı Devleti’nde, temel haklar için olmazsa olmaz ( sine qua non ) bir diğer unsur olan eşitlik ilkesi nin varlığından söz edilememektedir. 16’ncı yüzyılın sonlarına kadar, dönemin şartları ve zamanın ileri toplumlarındaki eşitsizlik durumu göz önüne alındığın- da, Osmanlı Devleti’ndeki bahsi geçen eşitsizlik hali maruz görülebil- mektedir. Ancak Batı’da 17 ve 18’inci yüzyıllarda yaşanan hak ve öz- gürlüklerin gelişim sürecinden Osmanlı Devleti müspet herhangi bir etki alamamıştır. Buna ek olarak aynı dönemde, Osmanlı Devleti’nde- ki adalet ilkesi de dâhil olmak üzere devlet yapısının ciddi anlamda yıprandığı görülmektedir. 38 35 Üçok/Mumcu/Bozkurt, s. 216. 36 Niyazi Berkes, Türkiye’de Çağdaşlaşma, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 2017, s. 289. 37 Üçok/Mumcu/Bozkurt, s. 216. 38 Ahmet Mumcu, “Osmanlı Devletinde 1876 Anayasasına Değin Temel Hak ve Öz-
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1