Türkiye Barolar Birliği Dergisi 137.Sayı

59 TBB Dergisi 2018 (137) Ümit GÜVEYİ dan da söz konusu şartın demokratik yaklaşımla bağdaştırılması güç- tür. Zira temsil işlevinin niteliğiyle servet sahibi olmak arasında meşru bir irtibat kurabilmek mümkün değildir. 1876 Anayasası ile 1921 Ana- yasası döneminde, Türkiye’de milletvekili seçilebilmek için az çok em- lak sahibi olmak şartı aranmış, 1924 Anayasası ile birlikte söz konusu antidemokratik uygulama terkedilmiştir. Cinsiyet şartı ise genel oy ilkesinin önünde yer alan ve dünya ge- nelinde en geç aşılabilen seçilebilme engellerinden biri olarak nite- lendirilmektedir. Kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanınması ile çağdaş demokrasinin olgunlaşması arasında mühim bir bağ olduğu kabul edilmektedir. 68 Türkiye’de kadınlara seçme ve seçilme hakkı, Avrupa’daki diğer birçok devletten daha önce, henüz 1934 yılında ta- nınmıştır. Örnek vermek gerekirse kadınlara seçme ve seçilme hakkı İngiltere’de 1928, Fransa’da ise 1946 yılında tanınmıştır. 69 Kanaatimiz- ce bu durumun, kadim Türk kültüründe saklı bulunan kadına verilen değer anlayışının demokratik bir yansıması şeklinde anlamlandırılabil- mesi de mümkündür. Askerlik hizmetinin ifası , 1961 Anayasası kapsamında bir seçilebil- me şartı olarak öngörülmüştür. Aynı koşul, 1982 Anayasası kapsamın- da da korunmuştur. Milli Mücadele döneminin hemen sonrasında dahi öngörülmemiş olan askerlik şartının 1961 Anayasası ile birlikte geti- rilmesi düşündürücüdür. Bu durumun nedeni ise her iki Anayasanın yapılış biçimlerindeki benzerlik çerçevesinde çözümlenebilir. Şöyle ki her iki Anayasa da askeri müdahale neticesinde kabul edilmiştir. Söz konusu Anayasalarda, askeri kanadın militarist izlerini görebilmek mümkündür. Zorunlu askerlik hizmetinin ifası koşulunun, belki de bu bağlamda değerlendirilmesi gerekir. Bahsi geçen askerlik şartı, 2017 yılındaki değişiklik çerçevesinde esnetilmiştir. Buna göre, seçilebilmek için kişinin askerlik hizmetini ifa etmesi koşulu yerine, askerlikle ilişiğinin bulunmaması şartı getirilmiştir. Böylelikle, askerlik görevini yerine ge- tirmemiş olan 18 yaşındaki erkek vatandaşların da seçilebilmelerine imkân sağlanmıştır. Bu itibarla söz konusu değişiklik aynı zamanda, seçilebilme yaşının 18’e indirilmesinin bir uzantısı ya da gereği olarak görülebilir. 68 Server Tanilli, Devlet ve Demokrasi, Çağdaş Yayınları, İstanbul 1996, s. 41-42. 69 Yavaşgel, s. 23.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1