Türkiye Barolar Birliği Dergisi 137.Sayı

80 Türkiye’nin Hükümet Sistemleri Üzerine Bir Değerlendirme dd. Yargı Alanı Türk-İslam geleneğinin en muteber uygulama alanının adalet ve bunun pratiğe döküldüğü yargı alanı olduğu söylenebilir. Bu minval- de olmak üzere; Kanun-ı Esasiye göre; yargılama alenidir, hâkimler azledilemez, mahkemeler her nevi müdahaleden azadedir. Mahkeme- ler, görevine giren işlere bakmaktan imtina edemez ve aksi yönde ka- rar alınmadıkça onların yargılama ve neticeleri ile ilgili haber yapma hakkı vardır. Bunlara ilave olarak Anayasa; tabii yargı ilkesini garanti altına al- mış, olağanüstü yargının önünü kapatmıştır ve savunma hakkı bakı- mından meşru yollar dâhilinde olmak kaydıyla delil serbestisini kabul etmiştir (KE. m. 81-84, 86, 89).Kanun-ı Esasinin düzenlemelerine göre yargı; Divanı Âli, şer’iye ve nizamiye mahkemeleri şeklinde üçe ayrıla- bilir. 30 üyeden oluşan Divanı Âli, 31 iddia ve yargılama olmak üzer iki daireye ayrılmaktaydı ve görevi, bakanlar ile temyiz mahkemelerinin başkan ve üyelerini yargılamaktı (KE. 92, 93). Anayasada ve alt mevzuatta yargı ile ilgili önemli düzenlemeler olarak; şeri hükümlerden doğan uyuşmazlıkları çözmekle görevli- şer’iyemahkemeleri, şeri hükümler haricinde kalan hususlardan do- ğan uyuşmazlıkları çözmekle görevli nizamiye mahkemeleri, kamu harcamalarının denetimini sağlamak amacıyla bugünkü Sayıştay’ın karşılığı olarak ifade edilebilecek Divan-ı Muhasebat, 32 bir siyasal de- netim mahiyetinde olmak üzere çıkarılacak kanunların dini hükümler bakımından aykırı maddeler içerip içermediğini denetleme görevi He- yeti Ayan, adli alanla ilgi kanunların ‘tefsir edilmesi’ yetkisi mahiye- tinde Temyiz Mahkemesine, aynı görevi idari alanla ilgili hususlarda icra etmek üzere Şurayı Devlete, Kanun-ı Esasi ile ilgili olması halinde ise Heyeti Âyanın bu görevi ifa edeceğine dair düzenlemelerin varlığı zikredilebilir. 33 31 1876 Kanun-ı Esasi döneminde Divanı Âlide hiç yargılanan olmamıştır. 1924 Anayasası’nda da düzenlenen bu mahkemeye ilk sevkedilen kişi Mahmut Muh- tar Paşadır: Bkz. Kumaş, Rahmi: İktidardan Yüce Divana, Tekin Yayınevi, Ankara 1980, s. 24. 32 Kanun-ı Esasi m. 106’ya göre; “Divanı Muhasebatın âzası on iki kişiden mürettep olacak ve herbiri Heyeti Mebusandan ekseriyetle azlinin lüzumu tastik olunmadık- ça memuriyetinde kaydı hayat ile kalmak üzere bairadeiseniyen asbolunacaktır.” 33 Zira Kanun-ı Esasi m. 117’ye göre; “Bir maddei kanuniyenin tefsiri lâzım geldikte umuru adliyeye müteallik ise tâyini manası Mahkemei Temyize ve idarei mülkiye-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1