Türkiye Barolar Birliği Dergisi 137.Sayı

89 TBB Dergisi 2018 (137) Ömer KESKİNSOY/Semih Batur KAYA Türk tarihinde icranın yapısı, demokratik ve hukuki açıdan farklı- lık arz eden hususları saklı kalmak üzere icranın tek elde toplandığı bir yapıdan icracı yetkilerin mecliste toplanması şeklinde bir gelişim izle- miştir. Bu bağlamda 1876 Kanun-ı Esasi öncesi ve sonrası dâhil olmak üzere bütün yetkilerin merkezinin padişah olduğu mutlak monarşik bir yapı söz konusudur. 1909 yılında 1876 Anayasası’nda yapılan değişikliklerle padişahın yetkilerinin meclisle paylaşılması esasına dayalı meşruti monarşiye geçilmiştir. 1921 Anayasası’yla ise yetkilerin tümünün mecliste toplandığı meclis hükümeti sistemiyle ilgili düzenlemeler getirilmiştir. 1923 yılında meclis hükümeti modelinden parlamenter sisteme sapış mahiyetinde değişiklikler yapılmıştır. Bu yöndeki değişiklikler 1924 Anayasası’yla devam etmiştir. 1921 Anayasası’nın ilk şekli itiba- riyle yetkilerin mecliste toplanması esasına dayalı meclis hükümeti modeli, 1923 yılı değişiklikleri ve 1924 Anayasası’nın düzenlemeleriy- le meclis karşısında ayrı bir yürütmenin doğması şeklinde olmuştur. 1961 Anayasası’nın düzenlemeleriyle yasama karşısında ayrı bir yürütmenin söz konusu olduğu, yumuşak kuvvetler ayrılığı modeli olan klasik parlamenter sisteme geçilmiştir. 1982 Anayasası’yla, icracı yetkiler bakımından yürütme içerisin- de başbakanı ve Cumhurbaşkanını merkeze alan düzenlemeler tercih edilmiştir. Böylece kısmen de olsa klasik parlamenter sistemden sapıl- mış ve yaygın ifade ediliş şekliyle güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili düzenlemeler yapılmıştır. 2007 yılında Anayasa’da yapılan değişikliklerle Cumhurbaşkanını halkın seçeceğine dair düzenlemelerin getirilmesiyle yürütme içeri- sinde güçlü yetkilere sahip Cumhurbaşkanının halk nezdindeki meş- ruiyetini kuvvetlendirici adım atılmıştır. Bu değişiklikler gereği 2014 yılında Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle Cumhurbaş- kanı karşısında başbakan fiilen pasif bir pozisyon almaya başlamıştır. Cumhurbaşkanının başbakan karşısındaki gücü, öz ifade şekliyle fiili duruma uygun bir hukuki durum meydana getirmek amacıyla 2017 Anayasa değişiklikleriyle icra yetkilerinin tümünün Cumhurbaşka- nında toplandığı yeni bir hükümet modelinin benimsenmesi sonucu- nu doğurmuştur.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1