Türkiye Barolar Birliği Dergisi 137.Sayı
91 TBB Dergisi 2018 (137) Ömer KESKİNSOY/Semih Batur KAYA yaşanması amacıyla olduğunun ifade edilmesi mümkündür. Ancak daha önemli sorunlara gebe olduğu da kuvvetle muhtemeldir. Çünkü frenler ve dengeler mahiyetinde TBMM’nin Cumhurbaşkanını frenle- yebileceği araçlarla ilgili düzenlemelere yer verilmemiştir. Bu durum otoriterleşmeye hatta daha ötesine gidilmesi için ciddi riskler taşımak- tadır. Burada ifade edilmesinde yarar vardır ki, devlet türü ile hükü- met sisteminin aynı şeyler olmadığı malumdur. Federal devlet türü olmalarına rağmen Amerika Birleşik Devletleri’nde başkanlık sis- temi, Almanya’da parlamenter sistem, Rusya’da yarı-başkanlık sis- temi, İsviçre’de meclis hükümeti sistemi uygulanmaktadır. Hakeza üniter devlet olmalarına rağmen İngiltere’de parlamenter sistem, Fransa’da yarı-başkanlık sistemi, Endonezya’da başkanlık sistemi uygulanmaktadır. Türk tarihi bakımından da aynı değerlendirmeler yapılabilir. Zira 1876 Kanun-ı Esasi’nin ilanına kadar bütün yetkile- rin merkezinde padişahın olduğu tam bir mutlak monarşi söz ko- nusudur. 1876 Kanun-ı Esasi’nin ilanıyla meşrutî monarşiye geçiş mahiyetinde bir adım atılmış, 1909 yılında Kanun-ı Esasi’de yapılan değişikliklerle meşrutî monarşiye geçilmiştir. 1921-1923 yılları ara- sında meclis hükümeti modeli uygulanmıştır. 1923 yılında başlayan 1924 Anayasası’yla devam eden değişikliklerle parlamenter hükümet modeliyle meclis hükümeti modelinin karması bir hükümet modeli uygulanmıştır. 1961 ve 1982 Anayasalarıyla ise parlamenter hükü- met modeli uygulanmıştır/uygulanmaktadır. 2017 Anayasa deği- şiklikleriyle ise merkezinde Cumhurbaşkanının olduğu Türkiye tipi Cumhurbaşkanlığı modeliyle ilgili düzenlemeler getirilmiştir. Bu durumda isim farklılığı saklı kalmak üzere, özellikle icracı yetkiler bakımından en başa dönülmesi gibi bir sorunun sorulması oldukça iyimser kalmaktadır. Hangi hükümet sistemi olursa olsun hükümet sistemlerinin ve bunların başarılı bir şekilde uygulanmalarının doğrudan kendilerin- den menkul olamayacağı kuşkusuzdur. Her şeyden evvel hükümet sistemleri parti ve seçim sisteminden bağımsız düşünülemez. Bu çerçe- vede iki parti sisteminin varlığı halinde her hükümet modelinin başa- rıl uygulanacağı gayet olağandır. Mesela, İngiltere’de iki parti sistemi
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1