Türkiye Barolar Birliği Dergisi 137.Sayı
93 TBB Dergisi 2018 (137) Ömer KESKİNSOY/Semih Batur KAYA monarşi ve diktatörlük rejimlerinde devlet başkanlarının sorumluğun- dan bahsedilemez. Kuvvetler birliğine dayanan meclis hükümeti mo- delinde ve kuvvetler ayrılığı modelleri olan; başkanlık, yarı-başkanlık sisteminde ve parlamenter sistemde, kapsamı farklı olmakla beraber devlet başkanlarının sorumluluğu kabul edilmektedir. Devletbaşkan- larının sorumluluğunun Anayasalarda anayasal dayanağa kavuştu- rulmasının, evvela siyasal sorumlukla başladığını ve ceza sorumlulu- ğuyla devam ettiğini ifade etmek mümkündür. Hukuki sorumluluk konusunda ise, anayasal bir düzenleme cihetine gidilmediği, bunun sebebinin ise, daha çok temenni mahiyeti taşıyan bir yaklaşım sonucu, herkes gibi sorumluluk sahibi olduğu düşüncesiyle anayasalarda bu yönde bir düzenlemeye yer verilmemiş olduğu söylenebilir. Hangitür siyasal rejim veya hükümet modeli olursa olsun, devlet başkanları- nın sorumluluğunun bulunduğuna dair hükümlere Anayasalarda yer verilmesi pratik değerden uzaktır. Dünyada, devlet başkanlarının so- rumluluğu, savaş, darbe, devrim gibi olağan dışı haller hariç, işletilmiş olsa bile sonuçsuz kalmıştır. 2017 Anayasa değişiklikleriyle getirilen düzenlemeler sadece Cumhurbaşkanı bakımından değil, yardımcıları ve bakanlar bakımından da geçerli olmak üzere ceza sorumluluğunun ve Yüce Divana sevkin daha en başından zorlaştırıcı mahiyette kaleme alındığı aşikârdır. Çünkü ceza sorumluluğunun başlatılması süresini doğuran teklif ancak üye tamsayısının salt çoğunluğu ile soruşturma açılması beşte üç çoğunluğu ile Yüce Divana sevk ise üçte iki çoğun- luğun sağlanmasıyla mümkündür. İttifak halinde seçime girme, parti liderliği ile cumhurbaşkanı ve yardımcılığının bağdaşması gibi husus- lar dikkate alındığında yürütme mensuplarının Yüce Divana sevkinin imkânsızlığını ile sürmek abartılı bir çıkarım olmayacaktır. Yukarıda ifade edildiği üzere, TBMM’nin fren ve denge mekanizmaları mahi- yetindeki araçlardan hiçbirine sahip olmaması ve bu yönde düzen- lemelerin Anayasada yer alamamasının yanı sıra Cumhurbaşkanı ve yardımcılarının parti liderlerinden olacağı gerçeği karşısında yürütme mensuplarının ceza sorumluluğunun pratikte değeri olma ihtimali zi- yadesiyle düşüktür. Çünkü Türkiye tipi Cumhurbaşkanlığı sisteminde yasamanın da dolaylı bir şekilde yürütme kontrolüne gireceği kuvvet- le muhtemeldir. Hatta bu durum parlamenter sisteme nazaran daha elverişli şartları taşımaktadır.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1