Türkiye Barolar Birliği Dergisi 138.Sayı

123 TBB Dergisi 2018 (138) Murat TEZCAN / Beyza CANBOLAT Arsa payı düzeltilmesi davası ile ilgili dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli husus ise kat mülkiyetinin mahkeme kararı ile ku- rulmamış olması gerektiğidir. Bilindiği üzere Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-i madde hükmü uyarınca “aynı davanın, daha ön- ceden kesin hükme bağlanmamış olması” dava şartıdır. Kat mülkiyetinin mahkeme kararı ile kurulduğu durumlarda ilgili mahkeme hükmü, kesin hüküm teşkil edeceğinden arsa payı düzeltim davası açılamaya- caktır. Öyleyse arsa payı düzeltim davasının açılabilmesi için kat mül- kiyetinin mahkeme kararı ile kurulmamış olması gerekir. 12 Arsa payı düzeltilmesi davası sonucunda arsa payının düzeltil- mesine karar verilirse davacılar dışında diğer kat maliklerinin veya kat irtifakı sahiplerinin de arsa paylarının düzeltilmesi gerekecektir. Bu sebeple taşınmazdaki bütün kat malikleri veya kat irtifakı sahipleri davada davalı taraf olarak gösterilmelidir. Dolayısıyla arsa payı düzel- tilmesi davasının davalısı, binada bulunan diğer bütün kat malikleri veya kat irtifakı sahipleridir. Burada da kat maliki veya kat irtifakı sa- hibi olmayan kimselere karşı dava yöneltilemez. Yukarıda verdiğimiz örnekler davalı yönünden de geçerliliğini korumaktadır. Şöyle ki: ta- şınmazda kiracı olarak bulunan kimseler, intifa hakkı sahipleri, malik olmadığı halde taşınmazda yöneticilik görevini üstlenen kimseler arsa payı düzeltim davasında davalı olamazlar. F5. Dava Açma Süresi Arsa payı düzeltilmesi davası, herhangi bir hak düşürücü süreye tabi değildir. Arsa paylarının yeniden düzenlenmesine ilişkin davalar, Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre ana yapının kat irtifakı veya kat mülkiyeti statüsünü koruduğu sürece açılabilir. 13 Bu davaların açılması her- hangi bir hak düşürücü süre ile de sınırlandırılmamıştır. 14 rilmesi gerekir. Ancak mahkeme bu değerlendirmeyi yaparken tarafların tüm de- lillerini toplayarak gerekirse yerinde keşif yapılmak sureti ile uzman bilirkişiden rapor alıp, davacının iddia ettiği gibi bağımsız bölümler ve arsa payları arasında açık bir orantısızlık olup olmadığını araştırıp tespit etmelidir.” (Yargıtay 20.Hu- kuk Dairesi 2017/ 4576 E. 2017 / 8238 K. sayılı 23.10.2017 tarihli kararı) 12 Alpöğünç, 2010, s. 501 13 Yargıtay 20. HD’nin 2016/ 11562 E. 2017 / 72 K. sayılı 16.01.2017 tarihli kararı 14 Yargıtay 18. HD’nin 2007/ 9977 E. 2008 / 2372 K. sayılı 03.03.2008 tarihli kararı

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1