Türkiye Barolar Birliği Dergisi 138.Sayı

143 TBB Dergisi 2018 (138) Hasan ORAL bir diğer sonuç ise yüklenilen KDV’nin mükellefiyeti doğuran faaliyet- le ilgili olması gerektiğidir. Vergi idaresi, Danıştayın görüşüne paralel ve KDVK’nın 29. mad- desinde belirtilen hükme uygun olarak, başkası adına düzenlenen fa- tura veya benzeri belgelerin mal ve hizmetin gerçek alıcısının kayıt- larda gösterilmesi mümkün olmadığından, bu belgelerde gösterilen katma değer vergisinin de, adına belge düzenlenmeyen mal ve hizme- tin gerçek alıcısı tarafından indirilemeyeceği düşüncesindedir. Türk vergi idaresi ve Danıştay, mükellefiyetle ilgili olması halin- de, bazı durumlarda başkasına ait fatura ve benzeri belgelerde göste- rilen KDV indirimine karşı çıkmamaktadır. Örneğin işyerindeki eski kiracının abone olduğu su, elektrik, doğal gaz vb. faturalar eski kiracı adına gelmektedir. Mükellefin bu faturalara ilişkin KDV’de indirim ta- lebi vergi idaresince reddedilmemektedir. Ancak mükellefin, mükellefiyeti ile ilgili değil de, şahsi işi ile ilgili iktisap edilen mal ve hizmetlere ait fatura ve benzeri belgelerde gös- terilen KDV hiçbir koşulda indirim konusu edilememektedir. Örneğin bürosunda kullanılmak üzere iktisap edilen bilgisayara ait KDV’yi in- dirim konusu yapan avukatın, vergi idaresince bu bilgisayarı evinde kullandığının tespiti halinde, indirim konusu yapılan KDV’nin iadesi, vergi idaresi tarafından avukattan talep edilecektir. İndirim konusu edilecek KDV’ye ait mal ve hizmetlerin mükelle- fiyetle ile ilgili olmasına ilişkin KDV indirimi hakkından yararlanıla- bilme şartı, Avrupa Birliği’nde farklı düzenlenmiştir. Öncelikli fark, Avrupa Birliği’nin konuya ilişkin mükellefiyetle sınırlı bir yaklaşıma sahip olmamasıdır. Katma Değer Vergisi Direktifi, “mükellefiyetle ilgili” kavramı yerine “ekonomik faaliyet” kavramını tercih etmekte- dir. “Ekonomik faaliyet” kavramı Direktif’in 9(2) maddesi hükmünde açıklanmaktadır: “Üreticiler, tacirler ve hizmet sağlayıcıları tarafından yürütülen her türlü faaliyet ve bu kapsamda madencilik ve tarım faa- liyetleri ile mesleki faaliyetler ‘ekonomik faaliyetler’ olarak nitelendi- rilecektir.” Bunun yanında Katma Değer Vergisi Direktifi, ekonomik faaliyetin öğelerini içeren bir tanımı da aynı hükümde ifade etmek- tedir. Buna göre, “maddi veya gayri maddi malvarlığının bunlardan gelir elde etmek amacıyla ve süreklilik arz eden biçimde kullanılması” ekonomik faaliyet anlamına gelmektedir. Bu bakımdan ülkemizdeki

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1