Türkiye Barolar Birliği Dergisi 138.Sayı

153 TBB Dergisi 2018 (138) Hasan ORAL hakkını ilgili vergi dönemi içinde kullanmamışsa, tacire indirim için ek süre tanınabilecektir. Görüleceği üzere Avrupa Birliği’nden farklı olarak, ülkemizde KDV indiriminden yararlanmak için dönemsellik şartı katı bir şekilde uygulanmaktadır. Her ne kadar karışıklığa yol açmamak ya da suiisti- mali önlemek gibi gerekçeler öngörülmüş olsa da, şekli kuralların katı bir şekilde düzenlenmesi, mükelleflerin KDV indirimi hakkından ya- rarlanmalarını zorlaştırabilmektedir. Avrupa Birliği Direktiflerinde ve ABAD kararlarında KDV’nin, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı içerisinde kullanılması gerektiği belirtilmiş ise de, KDV’de dönemsellik ilkesinin, mükellefin indirim hakkını engellemeyecek şe- kilde uygulanması gerektiği belirtilmiştir. V. İthalatta KDV İndirimine Türkiye’nin ve AB’nin Yaklaşımı Ülkemizde ithal olunan mal ve hizmetlere ait KDV’nin indirim konusu yapılabilmesi için, bu verginin ödenmiş olması zorunluluğu bulunmaktadır. Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29/1. maddesinin (a) bendinde, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura veya benzeri belgelerde gösterilen KDV’yi, (b) bendinde ise, ithal olunan mal ve hizmetler do- layısıyla ödenen KDV’yi indirim konusu yapabilecekleri hükme bağ- lanmıştır. Madde hükmü incelendiğinde fark edileceği üzere, yurt içi teslim ve hizmetlerde KDV indirimi için, verginin fatura ve benzeri belge- lerde ayrıca gösterilmesi yeterli iken, ithal olunan mal ve hizmetlere ilişkin KDV’nin indirilebilmesi için mutlak suretle ödenmiş olması ge- rekmektedir. Avrupa Birliği’nde ise bu durum farklılık göstermektedir. Katma Değer Vergisi Direktifi’nin 168(e) maddesine göre, iktisap edilen mal veya hizmetler mükellefin vergilendirilmiş işlemleri için kullanıldık- ları sürece, mükellef söz konusu işlemleri ifa ettiği üye devlete ithal edilmeleri nedeniyle, bu mal veya hizmetler üzerinde ödediği yahut ödemekle yükümlü bulunduğu KDV yönünden indirim hakkına sa- hip olacaktır. Yine bu hüküm uyarınca mükellefin ödeme yükümlü- lüğü doğmuş, ancak henüz ödenmemiş olan katma değer vergileri de indirime tâbidir. Dolayısıyla indirim hakkının doğması için KDV’nin

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1