Türkiye Barolar Birliği Dergisi 138.Sayı

166 Islah ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair ... B. Islahın Hukuki Niteliği Davacı, cevaba cevap dilekçesi ile iddiasını, davalı ise ikinci ce- vap dilekçesi ile savunmasını serbestçe değiştirip genişletebilir. Ön inceleme aşamasında ise ön inceleme duruşmasına taraflardan biri- nin mazeretsiz olarak gelmemesi halinde; duruşmaya gelen taraf ser- bestçe iddia veya savunmasını değiştirip genişletebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra ise iddianın veya savunmanın değiştirilmesi veya genişletilmesi yasağı başlar. Bu yasak ya ıslah ile ya da diğer tarafın açık muvafakati ile aşılabilmektedir. Bu nedenle ıslah, kendine özgü (sui generis) hukuki bir çare ve yoldur. 18 Islah tek taraflı bir irade beyanıyla kullanılmaktadır. Islahın yapılabilmesi için hâkimin onay vermesine veya karşı tarafın muvafakatini almaya gerek yoktur. Hâkim, sadece ıslahın koşularını inceler ve yapılan ıslahın ge- çerli olup olmadığını değerlendirir. Islah nitelik olarak değerlendiril- diğinde, taraflardan birinin tahkikat aşamasında yapmış olduğu usul işlemini düzeltmesidir. 19 Öyleyse, mahkemenin yapmış olduğu usul ku, 15. Bası, İstanbul 2017, s. 1486, 1487; Ali Cem Budak/Varol Karaaslan, Medeni Usul Hukuku, 1. Baskı, Ankara, 2017, s. 187; L. Şanal Görgün/Levent Börü/Barış Toraman/Mehmet Kodakoğlu, Medeni Usul Hukuku, 6. Baskı, Ankara, 2017, s. 436; Y.11.HD. , 31.10.2012, E. 2012/14031, K. 2012/17049; “Bilindiği üzere ıslah, taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemi, bir defaya mahsus olmak üzere kısmen veya tamamen düzeltilmesine olanak tanıyan ve karşı tarafın onayını gerektirme- yen bir yoldur.” (Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s. 616, 617); Y.H.G.K., 29.06.2011, E. 2011/1-364, K. 2011/453 (www.kazanci.com -Erişim tarihi:01.05.2018); Islahın bir irade beyanı olup olmadığı ise üzerinde düşünülmesi gereken bir başka konu- dur. Çünkü ıslah, niteliği itibari ile bir usul işlemidir. Ancak mahkeme bu işlemi yaptığında usul işlemi niteliği kazanır. Taraflar açısından HMK m. 177/2’ de ıslah sözlü veya yazılı olarak yapılabilir, denilmektedir. Bu ifadeden de ıslahın, mah- kemeye yöneltilmiş bir irade beyanı ve bu irade beyanı üzerine de mahkemenin yaptığı bir usul işlemi olduğu sonucuna varılmaktadır. Islah, bir Yargıtay kararın- da da bahsettiğimiz gibi irade beyanı olarak tanımlanmıştır. 18 İlhan Postacıoğlu, Medeni Usul Hukuku Dersleri, İstanbul, 1966, s. 333; Üstündağ, s. 549; Yılmaz, Islah, s. 50; Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s. 615, 616; Karslı, s. 602; Ulukapı, s. 311; Tutumlu, s. 19; Baki Kuru, Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, İstanbul, 2016, (Kuru, Usul), s. 463; Bilgen, s. 43; Tanrıver, s. 729; Kuru, İstinaf, s. 591; Eroğlu, s. 28; Budak/Karaaslan, s. 187. Özekes, ıslaha ilişkin yapılan tanımlar- da ıslahın tarafların yaptığı usul işlemini düzeltmesi noktasına ağırlık verildiğini, bunun çok geniş bir tanımlama olduğu görüşündedir. Özekes, ıslahı; “Tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde yaptığı usul işlemlerini, kanunda öngörülen sınırlar içinde düzeltmeye yarayan, iddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağının istisnası olan bir hukuki imkân” şeklinde tanımlamıştır (Özekes, Pekcanıtez Usûl, s. 1487). 19 Postacıoğlu, s. 333; Necip Bilge, Medeni Yargılama Hukuku, Ankara, 1967, s. 322; Kuru, Şerh, C.IV, s. 3966; Ejder Yılmaz, Hukuk Muhakemeleri Şerhi, Ankara, 2012,

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1