Türkiye Barolar Birliği Dergisi 138.Sayı

171 TBB Dergisi 2018 (138) Orhan EROĞLU Davanın açıldığı dönemde mevcut olmayan ve dilekçelerin teatisi aşamasından sonra yargılama esnasında ortaya çıkan yeni bir vakıanın ileri sürülmesi, iddianın veya savunmanın değiştirilmesi veya genişle- tilmesi yasağı kapsamında kalmaktadır. Ancak bu vakıa HMK m. 141’ de belirtilen yasağın başlamadığı dönemde ileri sürülen iddia veya vakıalarla bağlantılı veya bunları tamamlayıcı nitelikte ise yasak kap- samında kabul edilmez. Kanımızca, yargılama esnasında ortaya çıkan vakıaların, ortaya çıkmasından sonraki ilk oturumda ileri sürülmesi gerekmektedir. Bu usul ekonomisi açısından da faydalı olacaktır. HMK m. 141 hükmü gereğince iddianın veya savunmanın değiş- tirilmesi veya genişletilmesi yasağının başlamadığı dönemde ileri sü- rülmüş olan iddia ve vakıalar ile bağlantılı olan yeni bir vakıa, dava açıldıktan ve yasak başladıktan sonra ortaya çıkmış olabilir. İddianın veya savunmanın değiştirilmesi veya genişletilmesi yasağının başladı- ğı dönemde ortaya çıkan bu yeni vakıa, yasağın başlamadığı ve taraf- ların iddia veya savunmasını dilediği şekilde değiştirip genişletebildi- ği dönemde ileri sürülmedi diye mahkemece hemen davanın reddine karar verilmemesi gerekmektedir. Çünkü bağlantılı olan bu yeni vakı- ayı ileri sürmek, iddianın veya savunmanın değiştirilmesi veya geniş- letilmesi yasağı kapsamında değildir. Ancak, ortaya çıkan yeni vakıa ile davacı, talep sonucuna yeni bir talep ekliyorsa; bu, iddianın veya savunmanın değiştirilmesi veya genişletilmesi yasağı kapsamındadır. Kısmi dava açıldıktan sonra örneğin, davacının alacağının miktarı tespit edildiğinde, yargılama ile tespit edilen alacağın aynı davada ta- lep edilmesi, talep sonucunun değiştirilmesi teşkil eder. Böyle talepler, yeni vakıa kapsamında değerlendirilemez ve bu şekilde talep sonu- cunu değiştiren taraf iddianın veya savunmanın değiştirilmesi veya genişletilmesi yasağı ile karşılaşır. 28 lah dilekçesinin karşı tarafa bildirilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Şu durumda yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler gereğince ıslah dilekçesinin karşı yana tebliğ ile cevap süresinin beklenilmesi ve cevap süresi geçtikten sonra varılacak sonuca göre istem konusunda bir karar verilmesi gerekir.” (www.kararara.com - Erişim tarihi:01.05.2018). Islah dilekçesinin tebliğ edilmesi gerektiğine ilişkin ka- rarlar için bakınız ;Y.17.HD ., 25.12.2014, E. 2014/23241, K. 2014/19457; Y.11.HD. , 03.03.2015, E. 2014/17645, K. 2015/2845 (www.sinerjimevzuat.com.tr -Erişim tari- hi: 06.04.2018). 28 Kuru, Şerh, C.II , s. 1704; Önen, s. 160, Aksi yönde bakınız; Y.1.HD ., 06.07.1999, E. 1999/5776, K. 1999/7702; “Davacılar, dava dilekçesinde çekişmeli taşınmazın yarı payının bedelinin murisleri tarafından ödendiği halde davalı adına kayıt oluştu-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1