Türkiye Barolar Birliği Dergisi 138.Sayı

172 Islah ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair ... HUMK döneminde, birkaç Yargıtay kararı hariç, cevap dilekçesi- nin ıslah edilmesi yolu ile zamanaşımı def’ inin ileri sürülemeyeceği yönünde bir uygulama oluşmuş ve bu konudaki içtihatlar da kökleş- mişti. HMK m. 176’ nın madde gerekçesinde, 29 cevap dilekçesinin ıslah edilmesi ile zamanaşımı def’ inin ileri sürülmesinin mümkün olduğu açıklığa kavuşturulmuş ve zamanaşımı def’ inin cevap dilekçesinin ıs- lahı yoluyla ileri sürülebileceği sonucuna ulaşılmıştır. 30 Bu uygulama- nın, madde gerekçesinde geçiyor olması, zamanaşımı def’inin cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla ileri sürülebileceği sonucuna yorum yoluy- la ulaşılmasına sebep olsa da yine de bu konudaki tartışmaları ve yargı kararlarındaki farklılıkları ortadan kaldırmıştır. B. Islahın Taraflarca İstenmesi HMK m. 177/2 hükmü gereğince ıslah, yazılı veya sözlü olarak yapılabilmektedir. Islah talebinde bulunan tarafın, ıslaha dair açık bir irade beyanında bulunması gerekmektedir. Aksi halde ıslah sonuç do- ğurmayacaktır. Uygulamada genellikle ıslah, ıslaha başvuran tarafın yazılı dilekçesini mahkemeye sunması yoluyla yapılmaktadır. Bundan başka duruşma esnasında ıslah talebinde bulunmak mümkündür. Is- rulduğunu ileri sürerek muvazaa hukuksal nedenine dayanıp iptal ve tescil iste- mişlerdir. Ancak; sonraki dilekçelerinde taşınmaz üzerindeki binanın tamamını muris tarafından yapıldığını belirterek payları oranında bina bedelinin tahsilini istemişlerdir. Başka bir anlatımla müddeabihi bedele dönüştürmüşler, bu suretle müddeabihi değiştirmedikleri gibi arttırmamışlar, bilakis daha aza indirgemişler- dir. O halde, yanların bu husustaki delillerin toplanması, binanın muris tarafından yapılıp yapılmadığının saptanması, murisin tarafından yapıldığının anlaşılması halinde davacıların miras payını göz önünde tutularak bir karar verilmesi gerekir- ken, yazılı gerekçelerle davanın reddedilmesi doğru değildir. Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.’un 428. maddesi gereğince bozulmasına, oybirliğiyle karar verildi.” ( Ankara Barosu Dergisi S: 4, Ankara 1999, s. 145–146). 29 “Islah yolu ile davanın geciktirilmesi ve sürüncemede bırakılması mümkün oldu- ğundan, ikinci fıkra ile tarafların ıslah yoluna bir defa başvurabileceklerine ilişkin sınırlama bu Tasarıda da kabul edilmiştir. Uygulamada, zamanaşımının ıslah yolu ile ileri sürülüp sürülemeyeceğine dair bazı tereddütler var ise de zamanaşımı ilk itiraz olmayıp, ıslah yolu ile de ileri sürülebileceğinde tereddüt etmemek gerekir.” 16.04.2008, Dönem 23, Yasama Yılı:3, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve Adalet Komisyonu Raporu, 1/574/393 (www.tbmm.gov.tr -Erişim tarihi: 06.04.2018). 30 Yılmaz, Sempozyum, s. 243–278; Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s. 618; Yılmaz, Ye- nilikler, s. 78–81; Sungurtekin-Özkan, s. 232; Umar, s. 509; Tutumlu, s. 39, 40; Ars- lan/Yılmaz/Taşpınar-Ayvaz, s. 522; Kuru, İstinaf, s. 592.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1