Türkiye Barolar Birliği Dergisi 138.Sayı

180 Islah ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair ... tajlı hale getirmiştir. Ancak davanın esasını değiştirir mahiyetteki bu istisnanın, sırf tarafları duruşmaya gelmeye teşvik etmek amacı ile ko- nulması işlevsizdir ve taraflarca kötüye kullanılabilmektedir. Diğer bir yönü ile bakıldığında ise ön inceleme duruşmasında tarafların anlaş- tıkları veya anlaşamadıkları hususlar tespit edilmektedir. Taraflardan birinin duruşmaya gelmemesi ile birlikte diğer tarafın iddiasını veya savunmasını değiştirip genişletmesi halinde, duruşmaya gelmeyen ta- raf ile bu hususta anlaşıp anlaşmadıkları tespit edilemeyecek, ön in- celeme duruşması amacına hizmet edemeyecektir. Zaten uygulamada da bu istisna sürekli ve bilinçli olarak kullanılmamaktadır. Bütün iddia ve savunma sebeplerinin, belirli bir usul kesiti içerisin- de ileri sürülmesi kuralı vardır ki bu kural teksif ilkesidir. 50 HMK’ da ön incelemeye ilişkin yer alan bu istisna ile teksif ilkesi de işlevsiz kal- maktadır. Ayrıca ön inceleme aşamasında tarafların iddia veya savun- malarını değiştirme veya genişletme ihtiyacı yok denilebilecek kadar azdır. İddia ve savunmaların sunulmasında eksiklik olması halinde, bu eksikliklerin giderilmesi amacı ile zaten HMK’ da getirilmiş çareler bulunmaktadır. Bu çarelerden biri de ıslahtır. Kanımızca, HMK’ nın sistematiği açısından değerlendirildiğinde; kanun tasarı taslağında ön incelemenin istisnasına ilişkin öngörülen değişiklik yerinde bir uygu- lama olacaktır. Sonuç olarak değişiklik ile beraber; dilekçelerin teatisi aşamasından sonra ancak ya karşı tarafın açık muvafakati ile ya da ıslah yoluyla iddia veya savunma değiştirilebilecek veya genişletile- bilecektir. Çalışmamızın konusu ile doğrudan bir bağlantısı bulunmamakla birlikte, ön inceleme duruşmasına ilişkin yapılacak olan değişikliğin incelenmesi sebebi ile HMK m. 140/4’ ün yanlış yorumlanmasına se- 50 Sabri Şakir Ansay, Hukuk Yargılama Usulleri, Ankara 1960, s. 156; Yavuz Alango- ya, Medeni Usul Hukukunda Vakıaların ve Delillerin Toplanmasına İlişkin İlke- ler, İstanbul, 1979, s. 4; Üstündağ, s. 252, 253; Kuru, Şerh, C.II , s. 1709; Alangoya/ Yıldırım/Deren-Yıldırım, s. 185, 186; Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s. 368; Sungur- tekin-Özkan, s. 101; Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 350; Karslı, s. 267, 268; Görgün, s. 240; Ulukapı, s. 128; Postacıoğlu/Altay, s. 169; Arslan/Yılmaz/Taşpınar-Ayvaz, s. 155; Tanrıver, s. 362; Pekcanıtez/Özekes/Akkan/Taş-Korkmaz, s. 1249; Budak/ Karaaslan, s. 181; YBGK, 03.03.2017, E. 2015/2, K. 2017/1; “Bu külfet, iddia ve savunma sebeplerinin yargılamanın belirli bir aşamasına kadar ileri sürülmesini, bundan sonra ileri sürülen iddia ve savunma sebeplerinin mahkemece dikkate alı- namayacağını ifade eden “teksif ilkesi” ile de ilişkilidir.”; Y.8.HD ., 29.01.2013, E. 2012/10670, K. 2013/944 (www.sinerjimevzuat.com.tr -Erişim tarihi:03.04.2018).

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1