Türkiye Barolar Birliği Dergisi 138.Sayı

188 Islah ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair ... tın sonuna kadar ıslahın yapılabileceği hüküm altına alınmaktadır. 62 Maddeye eklenen ikinci fıkranın son cümlesine göre ise bozma kara- rına uymakla ortaya çıkan hukuki durum, ıslah hakkının kullanılması ile ortadan kaldırılamayacaktır. Bu düzenlemede güdülen amaç; usulü kazanılmış hakkın korunması ve aleyhe hüküm verme yasağının aşıl- mamasıdır. 1. Usulü Kazanılmış Hak Kavramı ve Genel Hatları ile Aleyhe Hüküm Verme Yasağı Görülmekte olan davada, tarafların ya da mahkemenin bir usul iş- lemi ile taraflardan biri lehine doğan ve uyulması zorunlu olan hakka usule ilişkin kazanılmış hak denir. 63 Usulü kazanılmış hak, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’ nda ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ nda düzenlenmemiş olup, bu kurum Yargıtay uygulamaları ile oluşturulmuş, öğretide de kabul görmüştür. Bu kuru- mun oluşturulmasında güdülen amaç; usul ekonomisi, kişilerin karar- lara karşı güveninin sarsılmasını önlemek ve hukuk âleminde istikrar 62 Madde Gerekçeleri-Madde:17; “Düzenlemeyle iş yükünün azaltılması ve usul ekonomisi ilkesinin etkin bir şekilde uygulanabilmesi amacıyla; Yargıtay tarafın- dan bozulan veya bölge adliye mahkemesi tarafından kaldırılan hükme ilişkin olarak, ilk derece mahkemesince tahkikata ilişkin bir işlem yapılması durumunda, tahkikat sona erinceye kadar ıslahın yapılabileceği hüküm altına alınmaktadır.” (www.adalet.gov.tr -Erişim tarihi:03.03.2018). Budak/Karaaslan, Yargıtay’ ın ilk derece mahkemesinin kararını bozmasından sonra ve bölge adliye mahkemesinin ilk derece mahkemesinin kararını kaldırmasından sonra dosyayı ilk derece mah- kemesine göndermesi halinde, eğer yeninden tahkikat yapılacaksa olması gere- ken hukuk açısından, ıslah hakkının kullanılmamış olunması kaydıyla, taraflara ıslah hakkının tanınması gerektiği görüşündedir. (Budak/Karaaslan, s. 190). 63 Güzin Akgündüz/ Saadettin Saltık, “Usul Hukukunda Kazanılmış Hak”, TBBD , 1993, S.2, s. 165 vd.; Kuru, Şerh, C.V, s. 4737; Baki Kuru, “Usuli Müktesep Hak”, Makaleler, İstanbul 2006, (Kuru, Müktesep Hak), s. 329; Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 629; Arslan/Yılmaz/Taşpınar-Ayvaz, s. 634, 635; Özekes, Pekcanıtez Usûl, s. 2187; Budak/Karaaslan, s. 377; Y.H.G.K., 03.05.2017, E. 2017/2096, K. 2017/895; “Bilindiği üzere bir davada mahkemenin veya tarafların yapmış oldukları bir usul işlemi nedeniyle taraflardan biri lehine, dolayısıyla diğeri aleyhine doğan ve gözetilmesi zorunlu olan hakka, usuli kazanılmış hak denilir… Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir.” (http://asmhukuk.com - Eri- şim tarihi: 24.04.2018); Y.H.G.K., 17.01.2018, E. 2017/4-3013, K. 2018/47; Y.9.HD. , 27.11.2017, E. 2017/27009, K. 2017/19125; Y.13.HD ., 23.11.2017, E. 2017/7003, K. 2017/11544 (www.sinerjimevzuat.com.tr -Erişim tarihi:03.03.2018).

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1