Türkiye Barolar Birliği Dergisi 138.Sayı

197 TBB Dergisi 2018 (138) Orhan EROĞLU aykırılığın meydana getirilmemesidir. Değişiklikte, bozmadan veya Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılıp karar vermek için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderildiği hallerden sonra ıslahın yapılabi- leceği açıkça ortaya konulmuştur. Bozmadan sonra veya Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılıp ka- rar vermek için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderildiği haller- de yapılacak ıslahın şartları kanun tasarı taslağında aynen muhafaza edilmiştir. Bu kapsamda; usul işlemleri ıslah edilebilecek, taraflar bu yola bir kez başvurabilecek, ıslah tahkikatın sonuna kadar yapılabile- cek, ıslah sözlü veya yazılı olarak yapılabilecek, ıslah sebebiyle ortaya çıkan yargılama giderleri ve karşı tarafın zararlarının ödenmesi gere- kecektir. Islahın şartları çalışmamızda detaylı olarak incelendiği için yalnızca ihtilaf doğabilecek hususlar üzerinde durulacaktır. Yeni düzenleme ile ıslah; yazılı yargılama usulünde cevaba cevap dilekçesinin verilmesi ile davacı açısından, ikinci cevap dilekçesinin verilmesiyle de davalı açısından başlayacaktır ve ıslaha da hiçbir is- tisna mevcut olmaksızın bu aşamadan itibaren başvurulabilecek ve tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilecektir. HMK m. 184 hükmü gereğince hâkim, tarafların iddia ve savunmalarıyla, mevcut delilleri inceledikten sonra duruşmada hazır bulunan taraflara tahki- katın tümü hakkında açıklama yapmak için söz verecek, bu açıklama- lardan sonra tahkikatı gerektiren bir hususun kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim edecektir. Bozmadan sonra veya Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılıp karar vermek için dosyanın ilk derece mahkemesine gönde- rildiği hallerde ıslahın bu aşamaya kadar yapılabilmesi mümkündür. HMK m. 357/1 hükmü istinaf aşamasında ıslaha başvurulmasını yasaklamıştır. 80 Yargıtay tarafından yapılan temyiz incelemesinde ise 80 Bu yasak, ilk derece mahkemesinde uygulanan iddianın veya savunmanın de- ğiştirilmesi veya genişletilmesi yasağının devamı olarak görülmüştür. Akkaya, s. 297,298. Böyle bir düzenlemeye yer verilmesinin sebebinin hukukumuzda dar istinaf sisteminin kabul edilmiş olmasını düşünen yazarlar için bakınız; Arslan/ Yılmaz/Taşpınar-Ayvaz, s. 599; Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s. 615; Akkaya, s. 283; Alangoya/Yıldırım/Deren-Yıldırım, s. 514. Diğer görüşler için bakınız, Cenk Akil, İstinaf Kavramı, Ankara 2010, s. 308, 309; Ejder Yılmaz, İstinaf, Ankara 2005, (Yılmaz, İstinaf), s. 77, 78; Muhammet Özekes, Sorularla Medeni Usul Hukukun- da Yeni Kanun Yolu Sistemi (İstinaf ve Temyiz), Ankara 2008, (Özekes, İstinaf), s.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1