Türkiye Barolar Birliği Dergisi 138.Sayı

36 İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi İçtihadında Avukatın Sır Saklama Yükümlülüğünden ... dinlenmesinin, avukatın “özel hayatını”, “konutunu” ve “yazışmala- rını” ilgilendirdiği, yani avukatlık mesleğinin ifasının İHAS m.8/1 ile korunduğu anlaşılmaktadır. İnsanHakları Avrupa Sistemi’nin avukatlarınmüvekkilleri ile olan güven ilişkilerine ayrı bir önem atfettiği, bunun İHAS m.6 ile korunan dürüst yargılanma hakkının prensipte kalmayıp, somut bir uygulama- ya dönüşmesinde ve dolayısıyla demokratik toplumda adaletin tesi- sinde avukatların yeri doldurulamayan rollerinden kaynaklandığını, avukatların, bireylerin adalet sistemine erişmelerini sağlayan “aracı” görevi ifa ettiklerinin kabul edildiği görülmektedir. Bu nedenle İHAS m.8/2 çerçevesinde, avukatın mesleki yaşantısına yapılan bir müdaha- lenin özel usuli güvencelere tabi olması gerekmektedir. Bu özel, yani avukat olmayan bireylere tanınanlardan farklı olan usuli güvencele- rin; kanunlarda açık bir biçimde kodifiye edilmesi, müdahale karar- larının yargısal makamlar tarafından avukatın bir suça iştirak edebi- leceği şüphesinin varlığı halinde veya kara para aklama ile mücadele gibi istisnai -ve genellikle milli iktisadi menfaatlerin korunması gibi- hallerde alınması, bilgi veya belgenin “meslek sırrı” teşkil edip etme- diği noktasında yine meslekten bağımsız bir kişi tarafından denetim yapılması, müdahale kararına karşı yargısal denetimin açık olması ge- rekmektedir. Bu kaideler yalnızca avukatın bürosunda yapılan arama ve el koyma için değil, kendilerinin ve bürolarının telefon görüşmele- rinin dinlenmesinde de geçerlidir. Avukatın söz konusu imtiyazlarını suiistimal etmesinin önlenmesi amacıyla, “büronun” sınırının geniş tutulmadığı, avukatın ikincil işyerlerinin korumadan yararlanmadığı görülmektedir. Esas olan; avukatın, avukatın mesleğini kesintisiz ve bağımsız icra edebilmesidir. Yukarıda değindiğimiz üzere, İHAM’ın milli iktisadi menfaatle- rin korunması konusunda devletlere geniş bir takdir yetkisi tanıdığı, bu yolda İHAS’ın ruhuna aykırı bir şekilde bir “ihbar yükümlülüğü” tanıdığı dahi görülmekle birlikte, bu hususun İHAM içtihadında bir istisna olduğunu, avukatlık mesleğinin sıkı usuli güvencelerle korun- masının kural olduğunu ifade etmek isteriz. Avukatın değil, sanık veya şüphelinin (genel anlamda müvekkilin) bakış açısından bakıldığında İHAM’ın; avukat ile müvekkilin iletişimi usulüne müdahale edilebildiği kabul edilmekte ise de, bu görüşmele-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1