Türkiye Barolar Birliği Dergisi 138.Sayı

371 TBB Dergisi 2018 (138) Gönenç GÜRKAYNAK / Hilal ÖZÇELİK / Ali TUNÇSAV Öte yandan, Komisyon’un kararını inceleyen Genel Mahkeme, 1979 tarihli Hoffmann-La Roche kararından bugüne değin korunan ve hâkim durumdaki teşebbüsün uyguladığı sadakat indirimlerini huku- ka aykırılık karinesi kapsamında değerlendiren içtihada bağlı kalmayı tercih etmiştir. Yıkıcı fiyatlama başlığı altında, rekabet hukuku açısın- dan endişe yaratan husus, teşebbüsün rakiplerinin piyasadan çıkma- sını sağlamak amacıyla kısa dönemde düşük fiyatlar uygulaması iken, sadakat indirimlerinden kaynaklanan endişe, öngörülen münhasırlık koşullarına ilişkindir. Genel Mahkeme, bu yöndeki kararı ile yerleşik içtihada sadık kalmış ve dışlayıcı uygulamaların hukuka uygunluğu- nu belirlemek üzere Rehber ile getirilen AEC Testi’ni sadakat indirim- leri bakımından konuyla ilgisiz bulmuştur. Bu nedenle, Komisyon’un AB Mahkemeleri içtihatlarından ayrılıp Rehber doğrultusunda belirli ekonomik modellerden yararlanmasıyla güç kazanan ve hâkim du- rumdaki teşebbüsün sadakat indiriminin tüketiciyi somut bir zarara uğratıp uğratmadığının Komisyon tarafından tespit edilmesinin zo- runlu olmasını teşvik eden yaklaşım, Genel Mahkeme’nin Intel kararı üzerine bir hayli zayıflamıştır. Bununla birlikte, Intel Kararı kapsamında Komisyon ve Genel Mahkeme, hâkim durumdaki bir teşebbüs tarafından uygulanan sa- dakat indirimlerinin doğaları gereği zaten rekabeti kısıtlar nitelikte oldukları için, bunların varlığında somut olayın bütün şartlarının tek tek değerlendirilmesine gerek olmadığını belirtmişlerdir. Yine aynı se- beple, Komisyon Intel Kararında hâkim durumda olan Intel tarafından uygulanan sadakat indirimlerinin değerlendirilmesinde Eşit Etkinlik- teki Rakip Testi’nin uygulanmasına da gerek görmemekle birlikte, yine de Eşit Etkinlikteki Rakip Testi analizini yaparak etki odaklı yak- laşıma yönelik müspet niyetini ortaya koymuş ve kararının Rehber ile uyumlu olduğunu göstermeye çalışmıştır. Bununla birlikte, bu testin uygulanmasına gerek olmadığını belirtmesi, eğer testin sonucu Intel’in indirim uygulamalarının rekabeti kısıtlayıcı nitelikte olmadığını gös- termiş olsaydı bile her halükarda Intel’in indirim uygulamalarının ih- lal niteliğinde olduğuna karar vereceği şeklinde yorumlanabilecektir. Öte yandan, Genel Mahkeme ise Komisyon ile aynı sonuca ulaşmış olmasına rağmen, somut olayda hâkim durumdaki bir teşebbüsün fi- yatlama faaliyetleri incelendiğinden Eşit Etkinlikteki Rakip Testi’nin Intel dosyasında uygulanabilir olmadığına karar kılmıştır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1