Türkiye Barolar Birliği Dergisi 138.Sayı

65 TBB Dergisi 2018 (138) Fahrettin KIDIL AİHM iç hukuk tespiti sırasında; tahliye yetkisine ilişkin yargı mercilerinin yaklaşımını da değerlendirmiş ve bu kapsamda daha önce Bieber davasında verilen temyiz mahkemesi kararını ele almıştır. Birleşik Krallık Temyiz Mahkemesi “a whole life order” cezasını AİHS m.3 çerçevesinde değerlendirmiştir. Temyiz Mahkemesi; 30. maddede belirtilen yetkinin varlığı nedeniyle “a whole life order” cezasının “ indi- rilemez ” nitelikte olmadığını ancak bu yetkinin AİHS m.3 ile uyumlu olarak kullanılması gerektiğini ve eğer ki mahkûma verilen ömür boyu hapis cezası insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele olacak seviyeye gelmişse; artık bu yetkinin kullanılmamasını gerektiren bir sebepten bahsedilemeyeceğini belirtmiştir. 74 Yasal düzenlemeleri ve yargının yaklaşımını ele alan AİHM, tah- liye yetkisinin kullanılma usulüne ilişkin değerlendirmelerde bulun- muştur. Bu çerçevede yetkinin kullanılmasında hangi kriterlere göre hareket edileceğini düzenleyen Cezaevi Hizmet Kararnamesi’nin kı- sıtlayıcı hükümlerinden hareketle bu sefer iç hukukun yeterli açıklı- ğa sahip olmadığına karar vermiştir. Zira yetkili bakanlık tarafından düzenlenen Cezaevi Hizmet Kararnamesi’nde; tahliyeye ancak bir mahkûmun ölümcül hasta veya fiziksel olarak kısıtlı olması durumun- da karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır. Ayrıca, yasada tanınan tahliye yetkisine ilişkin Birleşik Krallık Temyiz Mahkemesi’nin Bieber davasında ortaya koyduğu yaklaşıma rağmen; bu kararnamede her- hangi bir değişikliğe gidilmediği vurgulanmıştır. Dolayısıyla tahliye talebine ilişkin yapılacak bir başvuruda; Bakanlığın, 30. maddedeki yetkisini kullanırken Kararname’deki kısıtlayıcı hükümleri mi yoksa İnsan Hakları Kanunu ışığında Temyiz Mahkemesi’nin Bieber davasın- da ortaya koyduğu tespitleri mi göz önünde bulunduracağı konusun- da bir belirlilik yoktur. 75 Buradan hareketle AİHM, yasal düzenlemelere ve Temyiz Mahkemesi’nin yaklaşımına rağmen kararnamedeki hükümlerin çok kısıtlayıcı olduğu, bu haliyle iç hukuk hükümlerinin birbiriyle çeliştiği ve “ a whole life order” cezası mahkûmları için artık yeterli bir gözden geçirme mekanizmasının mevcut olmadığı kanaatine ulaşmıştır. Bu sebeplerle başvuruya konu ömür boyu hapis cezalarının indirilebilir olduğu söylenemeyeceğinden, AİHS m.3’te yer alan “ insanlık dışı ya da 74 A.g.k. par. 49 ve 125. 75 A.g.k. par. 129.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1