Türkiye Barolar Birliği Dergisi 138.Sayı

66 Cezalandırmanın Amacı ve “Umut Hakkı” Bağlamında Koşullu Salıverilme Yasakları aşağılayıcı muamele veya ceza yasağı” nın ihlal edildiğine karar verilmiş- tir. 76 76 A.g.k. par. 130. Ancak Vinter ve Diğerleri-Birleşik Krallık kararından sonra benzer bir başvuru- ya ilişkin AİHM’in 4. Dairesi, doktrinde çok tartışılan bir karar vermiştir.( Hutc- hinson ve Birleşik Krallık , no:57592/08, 5 Ocak 2015.) Vinter davasında olduğu gibi burada da başvurucu, koşullu salıverilme imkânı ortadan kaldırılarak ömür boyu hapis cezasına(a whole life order) çarptırılmış olduğunu, yargı mercileri ile idareye tanınan sınırlandırılmış takdir yetkisi birlikte ele alındığında iç hukuk- taki tahliye mekanizmasının çok belirsiz bir serbest kalma imkânı tanıdığını ve bunun Vinter’da belirtilen standartları yerine getirmediğini ileri sürmüştür. (par. 16.) Ancak 4. Daire; Vinter kararında ihlale gerekçe olarak gösterilen ve Cezae- vi Hizmet Kararnamesinin kısıtlayıcı hükümleri ile ortaya çıkan “umut hakkı”na ilişkin iç hukuk belirsizliğinin, Birleşik Krallık Temyiz Mahkemesi’nin 18.02.2014 tarihli, R v. Newell; R v. McLoughlin [2014] EWCA Crim 188 kararı ile ortadan kalktığını ve bu haliyle başvurucuya verilen a whole life order cezasının AİHS m.3 çerçevesinde ihlal oluşturmadığını kabul etmiştir. (par. 22-26.) AİHM’in Vinter’da ortaya koyduğu yaklaşımını değiştirmesine sebep olan Birleşik Krallık Temyiz Mahkemesi’nin, R v. Newell; R v. McLoughlin kararını önemine binaen orijinal metni üzerinden incelemenin faydalı olacağını düşünüyoruz. R v. Newell; R v McLoughlin davasında mahkeme, AİHM’in Vinter kararından sonra ve o karar ışığında; “a whole life order” cezasına çarptırılan Lee William Newell isimli bir mahkûmun temyiz başvurusunu ele almakla birlikte ayrıca; 1998 tarihli İnsan Hakları Kanunu’nun yargı mercilerine, AİHS hükümleri ile uyumlu hareket etme yükümlülüğü getirmiş olmasından bahisle Ian McLoughlin adlı sa- nığın yargılandığı davada verilen yerel mahkeme kararını da incelemiştir. Yerel mahkeme temyize konu olan bu kararda; Vinter’dan sonra artık a whole life order cezasına hükmedilemeyeceğini belirtmiştir. Yani Birleşik Krallık Temyiz Mahke- mesi; adından da anlaşılacağı üzere; R v. Newell; R v McLoughlin kararında iki farklı başvuruyu beraber incelemiştir. ([2014] EWCA Crim 188, par. 3.) Kararın orijinal metni için bkz. https://www.judiciary.gov.uk/wp-content/uploads/ JCO/Documents/Judgments/r-v-mcloughlin-and-r-v-newell.pdf, (erişim tarihi: 20.02.2018)) Temyiz mahkemesi; AİHM’in Vinter’da yaptığı değerlendirmeleri sıraladıktan sonra; Vinter kararındaki ihlal gerekçesine katılmadığını ifade etmiş (par. 29.) ve Birleşik Krallık iç hukukunun ömür boyu hapis cezalarının indirilebilirliği konu- sunda neden bir belirsizlik göstermediğini açıklamaya gayret etmiştir. (par. 29-36.) Buna göre kararda; Bieber davasında da ifade edildiği üzere; devlet bakanına tanı- nan tahliye yetkisinin AİHS m.3 ile uyumlu bir şekilde kullanılmasının iç hukukta bir zorunluluk olduğu, bu kararnamedeki kısıtlayıcı hükümlerin değiştirilmemiş olmasının iç hukukta bir sonuç doğurmayacağı, kararnamedeki hükümlerin özel bazı durumlara ilişkin olduğu, devlet bakanının kararnamede yer almayan du- rumlarda da tahliye taleplerini değerlendirme yetkisinin olduğu ve bu hükümler ile tahliye yetkisine bir kısıtlama getirilmediği, dolayısıyla yetkili bakanın, sadece kararnamede yer alan hükümlerden hareket ederek takdir yetkisini kullanmaktan imtina edemeyeceği belirtilmiş ve tahliye yetkisinin bu şekilde yorumlanması ge- rektiği ifade edilerek; nihayet ömür boyu hapis cezasının devamını haksız kılacak durumlarda Birleşik Krallık’ın kişilere “umut” veya “salıverilme imkânı” tanıdığı vurgulanmıştır. (par. 29-36.) Bu gerekçelerle Temyiz Mahkemesi, iç hukukta Vinter kararı sonrasında da“a

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1