Türkiye Barolar Birliği Dergisi 138.Sayı

72 Cezalandırmanın Amacı ve “Umut Hakkı” Bağlamında Koşullu Salıverilme Yasakları letinde gerçekleşmiş olup; Bayan Halsom’a âşık olan Alman vatandaşı Soering, ilişkilerine karşı çıkmaları nedeniyle Halsom’ın anne babası- nı öldürdükten sonra İngiltere’ye kaçmış ve burada çek dolandırıcılı- ğı suçuyla bağlantılı olarak tutuklanmıştır. ABD Hükümeti ise; Birle- şik Krallık ile aralarında imzalanmış olan 1972 tarihli Suçluların İadesi Sözleşmesi’ne dayanarak, kişinin ülkelerine iadesini talep etmiştir. 91 So- ering davasında da AİHM, yapılan başvuru üzerine anılan iade talebinin sözleşme hükümleriyle bağdaşıp bağdaşmadığını incelemiştir. Soering, başvurusunda; eğer Birleşik Krallık tarafından iade talebi kabul edilirse; işlediği suçlardan dolayı ABD’de ölüm cezasına çarp- tırılacağını, ölüm cezasının temyizi ve gözden geçirilmesi evresinde, yani infaza kadar geçecek sürede, gerginlik ve psikolojik travmalara sebebiyet veren “ölüm koridoru” uygulamalarıyla karşı karşıya kala- cağını, bu durumun AİHS m.3’te belirtilen “ insanlık dışı muamele veya ceza yasağı” nı ihlal edeceğini ileri sürmüştür. 92 Birleşik Krallık ise; sözleşmenin 3. maddesinin, bir Sözleşmeci devletin egemenlik yetki- si dışında meydana gelebilecek muhtemel eylemlerden dolayı kendi- sinin sorumlu tutulması şeklinde yorumlanmaması gerektiğini ileri sürmüştür. Özellikle suçluların iadesinde; iade eden devletin yetkisi dışında kişinin uğrayabileceği insanlık dışı veya aşağılayıcı ceza veya muameleden dolayı, iade eden devletin sorumluluğunun gündeme gelemeyeceğini iddia etmiştir. 93 Mahkeme ise başvuranın iddiaları- nı haklı bulmuş, iade talebinin kabul edilmesi durumunda kişinin 3. madde ile belirlenen eşiğin çok ötesinde bir muamele ile karşı karşıya kalmasının gerçek bir risk olduğunu belirtmiştir. Bu şekilde yapılacak bir iadenin ise; 3. maddeye uygun olmayacağına hükmetmiştir. 94 Dola- yısıyla kararda; İngiltere’nin, yapacağı bir iade ile doğrudan olmasa da dolaylı olarak 3. maddeyi ihlal edeceği kabul edilmiştir. 95 Görüldüğü üzere mahkeme, sözleşmenin uygulanmasını yer bakımından genişle- ten bir yaklaşım ortaya koymuş ve doktrinde “ dolaylı koruma ” kavramı özellikle bu karardan sonra kullanılmaya başlanmıştır. 96 91 Soering-Birleşik, Krallık, par. 11-14. 92 Soering-Birleşik Krallık, par. 105. 93 Soering-Birleşik Krallık, par. 83. 94 Soering-Birleşik Krallık, par. 111. 95 Öncü, s. 26. 96 Ergül, s. 111.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1