Türkiye Barolar Birliği Dergisi 138.Sayı

81 TBB Dergisi 2018 (138) Rezan EPÖZDEMİR sine yer verilmiştir. Ancak bu kanunların konuya ilişkin düzenleme- leri ve kullandıkları terminoloji oldukça farklıdır. Biz çalışmamızda, bilhassa eski ve yeni ceza kanununu kıyaslayarak, gönüllü vazgeçme- nin temelini ortaya koyacak ve gönüllü vazgeçmenin hangi şartlarda mümkün olduğu hususunu yargı kararları eşliğinde açıklamaya çalı- şacağız. Suç teorisi içinde gönüllü vazgeçme, tipiklik, hukuka aykırılık, maddi ve manevi unsurların dışında ele alınması gereken bir kurum- dur. Zira her ne kadar teşebbüs ile ilişkilendiriliyor olsa da, gönüllü vazgeçmenin varlığı halinde fail teşebbüsten dolayı cezalandırılma- makta 7 ve failin ceza sorumluluğu ortadan kalkmaktadır. Teşebbüste- ki temel kıstas, failin girdiği suç yolunda elinde olmayan nedenlerle iş- lemeyi kastettiği suçu tamamlayamamasıdır. 8 Oysa gönüllü vazgeçme failin iradi hareketi ile icra hareketlerinden vazgeçmesi veya kendi ça- bası ile suçun tamamlanmasını veya sonucun meydana gelmesini ön- lemesidir. 9 Gönüllü vazgeçme kurumu kanun koyucu tarafından 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 36. maddesinde “Fail, suçun icra hare- ketlerinden gönüllü vazgeçer veya kendi çabalarıyla suçun tamam- lanmasını veya neticenin gerçekleşmesini önlerse, teşebbüsten dolayı cezalandırılmaz; fakat tamam olan kısım esasen bir suç oluşturduğu takdirde, sadece o suça ait ceza ile cezalandırılır” şeklinde hüküm al- tına alınmış ve esasında bu düzenleme ile birlikte gönüllü vazgeçme ile teşebbüs arasındaki fark ortaya çıkarılmıştır. 10 Bu açıklamalarımız 7 “…Gönüllü vazgeçmede fail icrasına başladığı, yani teşebbüs aşamasına ulaştığı suçtan dolayı cezalandırılmayacaktır. Ceza sorumluluğunun kalkması, sadece te- şebbüs aşamasındayken icrasından gönüllü olarak vazgeçilen suç bakımından söz konusudur. Bu noktaya kadar işlenen fiiller eğer başkaca bir suç oluşturuyorsa, failin bundan kaynaklanan sorumluluğu saklıdır…” ( Yargıtay 14. Ceza Dairesi, 2017/622, 2017/2490, 8.5.2017, www.kazanci.com ) 8 Enes Yılmaz, “Suçun Özel bir Görünüş Şekli Olarak Gönüllü Vazgeçme”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2016, s.2559. 9 Osman Yaşar/Hasan Tahsin Gökcan /Mustafa Artuç, Yorumlu-Uygulamalı Türk Ceza Kanunu, Cilt I, Adalet Yayınevi, Ankara 2010, s.1061. 10 “…Yasadaki tanım uyarınca gönüllü vazgeçme ile teşebbüs arasındaki ayrım şu şekilde özetlenebilir: Teşebbüs, suçun tamamlanması veya neticenin gerçekleşme- sinin, failin elinde olmayan sebeplerle meydana gelmemesi olarak tanımlanmış- ken, gönüllü vazgeçmede failin iradi hareketi veya çabası ile icra hareketlerinin terkedilmesi ya da suçun tamamlanmasının önlenmesi söz konusudur. Suç ta- mamlanmadan veya sonuca ulaşılmadan önce vazgeçme gerçekleştiğinden, gö- nüllü vazgeçme etkin pişmanlıktan da farklıdır. Etkin pişmanlık, suçun tamam- lanmasından sonraki pişmanlığı düzenlemekte ve tamamlanan bir suçun yol açtı-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1