Türkiye Barolar Birliği Dergisi 138.Sayı

89 TBB Dergisi 2018 (138) Rezan EPÖZDEMİR ğıda alıntıladığımız kararında sanık hakkında gönüllü vazgeçme hü- kümlerinin tatbikini kabul etmekle beraber, etkin pişmanlık sebebiyle ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin karar vermiştir ki, bu karara katılmak hukuken mümkün değildir. Gönüllü vazgeçmenin hukuki niteliği göz önüne alındığında Yargıtay’ın mezkûr kararının isabetli olmadığı kanaatindeyiz. 40 V . Yeni Düzenlemeye İlişkin Değerlendirmeler İfade edelim ki, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’ndaki gönüllü vaz- geçmeye ilişkin düzenleme her ne kadar eski ceza kanununa nazaran suçu önlemeye teşvik edici mahiyette düzenlenmiş ve suç öncesi etkin pişmanlık gönüllü vazgeçme hükümlerine tabi kılınmış ise de, bu dü- zenlemenin suç siyaseti bakımından çok yerinde olmadığı ve aşırı bir düzenleme olduğu ileri sürülebilir. Zira suç yolunda ilerleyen failin icra hareketlerinden vazgeçmesi ile icra hareketlerini tamamladıktan sonra neticeyi ya da suçun tamamlanmasını önlemeye yönelik hare- ketlerini hukuki anlamda aynı sonuca bağlamak, toplumda adaletten beklenen fonksiyonun eda edilememesine sebep olabilir. Bu açıdan söz konusu hükmün adaleti tesis etmekten uzak olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumu en iyi özetleyebilecek örnek ise şudur: Mağdura öldürme kastıyla ateş eden fakat isabet ettiremeyen fail hakkında öldürmeye teşebbüs hükümlerine göre ceza verilecekken, isabet ettirip yaraladık- tan sonra mağduru hastaneye götüren veya müdahale edip kurtarıl- masına sebep olan fail hakkında gönüllü vazgeçme hükümleri tatbik edilebilecek ve böylece fail hakkında sadece tamam olan kısımdan yani kasten yaralama suçundan ceza verilecektir. Bu durumda 5237 sayılı Kanun’daki düzenleme kurşunları isabet ettirip yaraladıktan sonra mağduru hastaneye götüren veya müdahale edip kurtarılma- 40 “…Suça sürüklenen çocukların müştekinin evinin önündeki 1 çift terliği aldıkları, ancak hiç bir engel yokken aynı apartmanın içine terliği bırakarak bisikleti alıp dışarı çıktıkları, 5237 sayılı TCK’nın 36/1. maddesinde hükme bağlanan gönüllü vazgeçme müessesesinin, failin icra hareketlerini bitirme olanağı varken iradesi ile pişmanlık duyarak kendiliğinden eylemine son vermesi veya icra hareketlerini sürdürme ya da sonucun gerçekleştirme olanağı bulunduğu halde gönüllü olarak neticenin meydana gelmesini önlemesi halinde uygulanabilen bir yasa normu ol- duğu, suça sürüklenen çocuklarının eylemi yönünden TCK 36/1, CMK 223/4-a maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken…” (Yargıtay 17. Ceza Dairesi, 2015/14402, 2015/10203, 30.11.2015, www.kazanci. com)

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1