Türkiye Barolar Birliği Dergisi 138.Sayı

93 TBB Dergisi 2018 (138) Rezan EPÖZDEMİR veya netice gerçekleşmeden vazgeçme gerçekleşmelidir. Ayrıca bu vazgeçme iradi ve gönüllü olmalıdır. Son tahlilde suçun tamamlan- masının önlenmesi veya sonucun gerçekleşmesinin önlenmesi, failin çabalarıyla meydana gelmelidir. Sonuç başka bir nedenle, dış bir etken sayesinde önlenmiş ise kural olarak gönüllü vazgeçme hükümlerinin tatbiki gündeme gelmeyecektir. 44 Biz çalışmamızın boyutu elverdiği ölçüde aşağıda her bir şarta ilişkin açıklamalarda bulunacağız. Gönüllü vazgeçmeden bahsedebilmek için, ilk olarak kasıtlı bir suçun işlenmesine yönelik icra hareketlerine başlanmalıdır. Zira hazır- lık hareketleri suç işleme iradesini ortaya koymak bakımından yeterli kuvvette değildirler ve tehlike arz etmezler. Bu bakımdan gönüllü vaz- geçme hükümlerinin tatbiki için suç yolunda ilerleyen failin mutlaka hazırlık hareketleri evresini geçmiş olması ve icra hareketleri safhasına gelmiş olması gerekir. Hakeza bu durum madde metninde de açık bir şekilde “Fail, suçun icra hareketlerinden gönüllü vazgeçer…” şeklinde ifade edilmiştir. Bu minvalde gönüllü vazgeçmenin ancak teşebbüsün söz konusu olduğu aşamada gerçekleşebileceği, dolayısıyla teşebbüsü mümkün olmayan suçlarda gönüllü vazgeçme hükümlerinin tatbik edilemeyeceği söylenebilir. 45 Zira suça teşebbüsün her somut olayda değerlendirilmesi gerekse de, bazı suçlar teşebbüse elverişli değildir. 46 44 “…fail icraya başlarken göz önünde tuttuğu ve hesaba kattığı risklerden başka bir faktör nedeniyle icra hareketlerine devam etmemişse ya da sonuca ulaşamamışsa vazgeçmenin gönüllü olmadığı, bu halde icra hareketleri failin elinde olmayan en- gelleyici nedenlerle bitirilemediğinden ya da sonuç failin elinde olmayan neden- lerle meydana gelmediğinden kalkışmanın söz konusu olduğu…” (Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2011/1-692, 2012/60, 28.2.2012, www.kazanci.com) , “…sanıkların sahte olarak oluşturdukları kaza tespit tutanağı ile katılan ... şirketinden sigor- ta bedelini talep ettikleri, sigorta başlangıç tarihi ile kaza tarihinin yakın olması nedeni ile sigorta şirketi tarafından olaya dair inceleme başlatılması ve kazanın gerçekte 26/04/2012 tarihinde yapıldığına dair maddi delillere dayalı tespitler ya- pılması üzerine sanıkların suçlamalardan kurtulmak üzere tevil yollu ikrar içeren beyanlarda bulundukları, dolayısıyla vazgeçmenin gönüllü ve iradi olmadığı, dış etmenlere dayanması karşısında, sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyet hükmü verilmesi yerine, yasal olama- yan gerekçe ile yazılı şekilde beraat hükmü verilmesi..” (Yargıtay 15. Ceza Dairesi, 2017/1783, 2017/20486, 17.10.2017, www.kazanci.com ) 45 “…Bu durumda gönüllü vazgeçmeden bahsedebilmek için suçun, suçun teşebbüs aşamasında kalması, vazgeçmenin iradi ve gönüllü olması, suçun tamamlanma- masının ya da neticenin gerçekleşmemesinin, sanığın iradi ve gönüllü vazgeçme- sine bağlı olması, dış etkenlere bağlı olmaması gerekmektedir…” (Yargıtay 15. Ceza Dairesi, 2017/1783, 2017/20486, 17.10.2017, www.kazanci.com) 46 Zeki Hafızoğulları/Muharrem Özen, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Us-A

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1