Türkiye Barolar Birliği Dergisi 138.Sayı

96 Gönüllü Vazgeçme failin vazgeçmesinin ihtiyari olmaması teşebbüsün bir unsurudur. Bu minvalde, bu husus tersten formüle edilecek olursa şu şekilde ifade etmek gerekir: Teşebbüste failin vazgeçmesinin ihtiyari olmaması koşulu gerçekleşmedikçe, ceza sorumluluğunu genişleten teşebbüs hükümlerinin de uygulanabileceği söylenemez. Dolayısıyla gönüllü vazgeçmenin varlığı halinde teşebbüs hükümleri uygulanmaz. Her ne kadar doktrinde gönüllülükten anlaşılması gerekenin ne olduğu ko- nusunda psikolojik ve normatif teorilere yer verilmişse de, biz çalış- mamızın boyutu elvermediği için burada sadece teorilerin isimlerini zikretmekle yetinecek ve vazgeçmenin ihtiyari olması ile ilgili daha pratik bilgilere değineceğiz. Bilhassa Türk Hukukunda vazgeçmenin gönüllü olup olmadığı- na ilişkin belirleme yapılırken, doktrin ve uygulamada kabul gören frank formülü esas alınmaktadır. Frank formülüne göre, failin “sonu- cu gerçekleştirebileceğim halde gerçekleştirmiyorum” demesi halinde vazgeçme gönüllü, “sonucu gerçekleştirmek istiyorum fakat gerçek- leştiremiyorum” demesi halinde ise vazgeçme gönülsüz olarak kabul edilmektedir. 54 Yani suça devam etme imkân ve iktidarına sahip olan fail, her ne saikle olursa olsun suçun icra hareketlerinden serbest irade- siyle vazgeçerse gönüllü vazgeçme hükümlerinden yararlanabilecek- 54 Ayhan Önder, Ceza Hukuku Dersleri, İstanbul 1992, s.402; Soyaslan, s.293; “… Sanığın, apartmanın 4. katındaki yakınana ait evden kızına ait çantayı alıp mer- divenlerden inerken çantayı merdiven boşluğuna attıktan sonra 1. Katta yakınan ile karşılaştığı, ne beklediği sorusuna MY’yi beklediği yanıtını verdiği sırada ya- kınanın kızının, çantasının yerinde olmadığını söylemesi ve yakınanın “sen mi aldın?” diye sorması üzerine “evet ben aldım ve şuraya attım” diyerek attığı yeri gösterdiği, olay yerine gelen tanık İ. ile birlikte üzerine aramak istediklerinde bı- çak çıkardığı, ancak yakınan ve tanık tarafından etkisiz hale getirildiği anlaşılmış- tır. Gönüllü vazgeçme failin icra hareketlerini bitirme olanağı varken pişmanlık duyarak kendiliğinden eylemine son vermesi, yani failin iradesi ile hareketlerini sonlandırması veya gönüllü vazgeçmede icra hareketlerini sürdürme ya da sonu- cu gerçekleştirme olanağı bulunduğu halde vazgeçmede yani failin icra hareket- lerini bitirmiş ancak sonuç meydana gelmeden gönüllü olarak neticenin meydana gelmesini önlediğinde uygulanabilen bir yasa yorumudur. İcra hareketlerini ta- mamlayan fail sonucun gerçekleşmesini önlemek için ciddi bir çaba göstermelidir. Çabaya rağmen sonuç meydana gelmişse fail sonuçtan sorumlu tutulacak, sonucu engellemesi takdiri indirim nedeni olarak kabul edilecektir. Somut olayda çanta- yı çalıp olay yerinden ayrılmaya çalışan sanığın yakınanı fark edip, suç konusu eşyayı sonradan almak üzere merdiven boşluğuna atması şeklinde gelişen eyle- minde, 5237 sayılı TCK’nın 36. maddesinin uygulama koşulları bulunmadığı gö- zetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi…” (Yargıtay 6. Ceza Dairesi, 2007/832, 2010/764, 26.01.2010, www.kazanci.com )

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1