Türkiye Barolar Birliği Dergisi 139.Sayı

106 İlgilinin İstemi Gerekmeksizin Türk Vatandalığıyla İlişkisinin Kesilmesi kesilmesi, “seçme hakkını kullanma yoluyla ayrılma ve rücu hakkı”, “çıkma”, 59 ve “ıskat” olarak düzenlenmiştir. 60 Ayrılma, kişinin istenci ile Türk vatandaşlığıyla ilişkinin kesilme biçimidir. Bu yol, 1312 sayılı TVK’da toprak esasına göre Türk vatan- 59 Vatandaşlıktan çıkma, Kanun’un 7.maddesinde düzenlenmiştir. Bu hükme göre, “Türk vatandaşlığından çıkmak müsaade-i mahsusa istihsaline mütevakkıftır. İşbu müsaade vatandaşlıktan çıkacak olan kimsenin Dâhiliye Vekâletine müra- caatı ve İcra Vekilleri Heyetinin kararıyla istihsal olunabilir. Askerî hizmet-i mu- vazzafasını ifa etmeyenlere bu müsaade verilemez”. Kanun, vatandaşlıktan çık- ma için ayrıntılı şartlar öngörmemiştir. Bu hükme göre, “vatandaşlıktan çıkma başvurusunda bulunacak ilgilinin Dışişleri Bakanlığı’na müracaat etmesi gerekir. Çıkma kararını vermeye yetkili makam Bakanlar Kurulu’dur. Askerlik hizmetini yapmayanlara bu izin verilmez”. Türk hukukunda askerlik hizmeti yapmış olma şartının, Türk vatandaşlığından çıkmanın bir koşulu olarak aranmaya, bu Kanun ile başlandığını söylemek olanaklıdır. Bu şartın aranmasının nedeni, çıkma ile as- kerlik yükümlülüğünün yerine getirmemenin bir yol olarak kullanılmasının en- gellenmesidir. (Kanun’un “Muvazzaf askerlik hizmeti yapmamış olanlara Türk tabiiyetinden müsaade ile çıkma müessesesinin muvazzaf askerlik hizmetinden kaçmak için bir yol olarak kullanılmasını önlemektir”: Fişek, (TVH), s.113. Aksi yönde bkz. Göğer, “askerlik hizmetini çıkma ile bağdaştırmak güçtür”: Göğer, (Vatandaşlık), s.114). Kanun’un çıkmaya ilişkin hükmünde, ilgilinin “yabancı bir devlet vatandaşlığını kazanmış ya da kazanabilecek durumda olması şartı” gibi şart aranmadığından, kişi vatansız da kalabilecektir. Öğretide Belgesay ve Berki, bu hükümde Bakanlar Kurulu’na tanınan takdir yetkisine ilişkin bir ölçüt teşkil et- mek üzere ve Kanun’un 14.maddesinden yola çıkarak (Kanun’un 14.maddesinde, “hükümetin müsaadei mahsusası ile ecnebî bir devlet tabiiyetine giren Türkler” ifadesinin bu görüşü destekleyeceği yolunda O. F. Berki, “Türk Hukukunda Ta- biiyetin Ziyaı”, AÜHFD , 1953, Cilt 10, Sayı 1-4, s.437 (Ziyaı); Berki, (DHH), s.119) çıkma izni verilebilmesi için ilgilinin yabancı bir devlet vatandaşlığına sahip ol- ması şartının da arandığını ileri sürmüşlerdir. Belgesay’a göre, “Hükümet diğer bir devlet tabiiyetini iktisap şartı ile, terki tabiiyet müsaadesini vermelidir. Aksi halde çifte tabiiyetli kimselerin çoğalması lazım gelecektir buna müsaade hukuku düvel ahkâmına muhaliftir”: M. R. Belgesay, Türk Vatandaşlığı Kanunu Şerhi, İstanbul 1929, s. 23. Berki’ye göre, “Vekiller Heyeti, bahis mevzuu şahsa, yeni ta- biiyet iktisap edebilmesi şartı ile bu müsaadeyi verirse, onun tabiiyetsiz olmasına mani ve bu suretle Devletler Hukukunda kabul olunan prensibe uygun hareket etmiş olur”: O.F. Berki, Devletler Hususi Hukuku, Ankara 1959, (DHH), s.112. Bu nedenle Bakanlar Kurulu’nun vatandaşlıktan çıkma izni verirken kişinin vatansız kalmasını önlemesi gerektiği savunulmuştur:. Berki, “Kanun’un 7. maddesinde bu konuda bir sarahat mevcut değilse de, 14. maddede “hükümetin müsaade-i mahsusası ile ecnebî bir devlet tabiiyetine giren Türkler” denilmekte olmasına göre, müsaadenin yabancı bir devlet tabiiyetine girmek şartı ile verilmesi icap edildiği anlaşılmaktadır” görüşündedir: Berki, (DHH), s.112. 60 “ TOK ile 1312 sayılı TVK, vatandaşlığın kaybı konusunda iki halde birleşmekte, buna mukabil evvelki kanunda hiyar hakkı ile vatandaşlığın kaybı mümkün değil iken ikincisinde bunun mümkün olduğu, ikinci kanunda evlenme ile vatandaşlı- ğın kaybı mümkün değil iken, birinci kanunda bunun mümkün olduğu müşaha- de edilmektedir”: Berki, (Ziyaı), s.118.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1