Türkiye Barolar Birliği Dergisi 139.Sayı

132 İdare Hukuku İlkeleri Çerçevesinde Türk Vatandaşlığına Alınma Kararının İptali ... keyfi olarak vatandaşlığ ından mahrum bırakılmamalıdır.” 4 Devletler tek taraflı idari işlemleriyle vatandaşlığa alınma ve vatandaşlığın kaybı sonucunu doğuran kararlar verirken kendi vatandaşlık politikaları- nı belirleme yetkisi ve AVS’de de ifade edilen vatandaşlık hukukuna hâkim temel ilkeler arasında bir denge kurmalıdır. Bu dengenin göze- tilmesi; en fazla kişinin iradesi dışında vatandaşlığın kaybı hallerinde kendisini gösterir. Uluslararası hukukta vatandaşlığın geri alınması veya iptali kararlarında, idarenin tasarrufunun kanuna uygun olması yeterli değildir; aynı zamanda ölçülülük ilkesinin de gözetilmesi gere- kir. 5 Vatandaşlığın kişinin iradesi dışında kaybında AVS’de de ifade edilen vatandaşlık hukukuna hâkim temel ilkelere uyulması anayasal güvence altına alınmıştır. 1982 tarihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasası m. 66’ya göre; “ Vatandaşlık, kanunun gösterdiği şartlarla kazanılır ve ancak kanunda belirtilen hallerde kaybedilir. Hiçbir Türk, vatana bağlılıkla bağdaş- mayan bir eylemde bulunmadıkça vatandaşlıktan çıkarılamaz. Vatandaşlıktan çıkarma ile ilgili karar ve işlemlere karşı yargı yolu kapatılamaz.” 5901 sayılı TVK, vatandaşlığın kaybı hallerini iki başlık altında; Türk vatandaş- lığının yetkili makam kararı ile kaybı ve Türk vatandaşlığının seçme 4 European Convention on Nationality Strasbourg, 6.XI.1997, European Treaty Seri- es - No. 166, https://rm.coe.int/168007f2c8 , E.T: 21.05.2018. 5 Janko Rottmann/Bavyera Eyaleti, 2. Mart 2010, C-135/08, https://eur-lex.euro- pa.eu/legal-content/EN/TXT/?uri=CELEX%3A62008CJ0135 , E.T: 22.05.2018. So- mut olayda Avrupa Birliği Adalet Divanı (ABAD) hile ile kazanılan vatandaşlığın geri alınmasında kamu yararı ve ölçülülük ilkeleri açısından bir inceleme yap- mıştır. Vatandaşlık, sadakat yükümlülüğü başta olmak üzere, devlet ile vatandaş arasındaki karşılıklı hak ve yükümlülükleri içeren özel bir bağdır. Karara göre, devletin vatandaşından beklediği sadakat yükümlülüğünün bir ihlali niteliğinde olan, kişinin hile ile kazandığı vatandaşlığın geri alınması meşrudur. ABAD’ın kararı, kanaatimizce, uluslararası hukukun genel ilkelerine de uygundur. Ölçü- lülük kriterinin denetiminde ise, ulusal mahkeme vatandaşlığın geri alınmasın- dan dolayı kaybedilecek olan Avrupa Birliği vatandaşlığının kişiye ve ailesine ne tür sonuçlar getireceğini dikkate almalıdır. Kişinin vatandaşlığı kazanması anın- da gerçekleştirdiği ihlalin ağırlığı ile alınan kararın ölçülü olup olmadığı ve bu karardan etkilenen kişinin eski vatandaşlığını geri kazanmasının mümkün olup olmadığı dikkate alınmalıdır. ABAD’ın tavsiye kararı iki basamaklı bir denetimi öngörmektedir. İlki vatandaşlığın kaybı sonucu doğuran tasarrufta kamu yararı olup olmadığı; ikincisi ise vatandaşlığın kaybı sonucunu doğuran işlemde kamu yararı bulunsa dahi, kararın ölçülük prensibine uygun olup olmadığıdır. Bu ba- kımdan mahkeme, milletlerarası özel hukukun temel prensiplerinden sayılan ki- şilerin vatansızlığının önlenmesindeki hukuki yararı ile devletin vatandaşından beklediği sadakat yükümlülüğünün karşılığı olan vatandaşlığın kazanılmasında dürüstlük kuralına uygun davranılması menfaati arasında bir ölçülülük inceleme- si yapmıştır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1