Türkiye Barolar Birliği Dergisi 139.Sayı

144 İdare Hukuku İlkeleri Çerçevesinde Türk Vatandaşlığına Alınma Kararının İptali ... Yokluk yaptırımı kendiliğinden ortaya çıkmaz, idari işlemin yok hükmünde olduğunun yargı kararı ile tespiti gerekir. Bir idari işlemin konusu imkânsız olsa ya da açık bir yetki gaspı olsa bile, hukuka uy- gunluk karinesinden dolayı bu işlemlerin yok hükmünde olduğunun yargı kararıyla tespit edilmesi, hukuk devleti ve hukuk güvenliği ilke- lerinin bir gereğidir. Bir işlemin unsurlarındaki sakatlığın ağırlığının derecesi ve dolayısıyla yaptırımın ne olacağı ancak yargı incelemesin- de ortaya çıkabilir. İdari yargıda sınırlı sayıda dava türü tanımlanmış- tır. Varlık koşullarının oluşmadığı yoklukla malul bir işlemin ancak yok hükmünde olduğunun tespiti yapılabilir. İdari yargı davaları ara- sında ise bir tespit davası yoktur. Bu nedenle yokluğun tespitine iliş- kin davalar iptal davası şeklinde açılmaktadır. 2. Hile ile Elde Edilmiş İşlemler Borçlar hukukunda, irade serbestisini korumak ve iradesi sakatla- nan kişiyi, sözleşmeyle bağlılıktan kurtarmak amacıyla, hile ile iradesi sakatlanan kişiye TBK m. 36 uyarınca sözleşmeyi iptal edebilme hak- kı tanımıştır. 31 Borçlar hukuku ve idare hukukunda hileye bağlanan hukuki sonuçlar birbirinden farklı olsa da, kanaatimizce, hile kavra- mını açıklarken borçlar hukukundaki açıklamalardan kıyasen yarar- lanılabilir. Borçlar hukukunda, hilenin meydana gelebilmesi için, bir kimseyi hataya düşürmeye yönelik bir davranışın olması, hile kastı ve nedensellik bağının bulunması şarttır. Hile fiili, hileyi yapanın olum- lu bir eylemiyle gerçekleşebileceği gibi, bilgi verme yükümlülüğünün olduğu durumlarda susma ile de gerçekleşebilir. Önemli olan, kişinin yapma ya da yapmama şeklindeki bir eylemiyle karşı tarafı aldatma- sıdır. O halde, karşı tarafı aldatma kastı taşımayan bir beyan, yanılgı içerse bile hile meydana gelmiş olmaz. Hileli davranış, hukuki veya fi- denetimde iptal edilir. Mevzuatta sebebin açık olarak belirtilmediği hallerde, ör- neğin kamu sağlığı, kamu güvenliği gibi soyut sebeplerin belirtilmesi ya da ida- reye takdir hakkının verildiğini gösterir ifadelere dayalı olarak tesis edilen idari işlemlerin yargısal denetiminde, idarenin takdir hakkını ortadan kaldırmayacak şekilde bir hukuka uygunluk denetimi yapılmalıdır. Sebep unsurunun mevzuatta hiç yer almaması halinde, kanun koyucunun idareye takdir yetkisi vermiş olduğu anlaşılır. Elbette ki, idareye verilen takdir hakkının hukuk devleti ilkesi ile sınırlı olup, idareye keyfi işlem tesis etme hakkı vermez. Kamu yararı ve hizmetin gerek- lerine aykırı tesis edilen işlem iptal yaptırımına tabidir. 31 Haluk Nami Nomer, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Beta Yayınevi, 14. Baskı, İstanbul, 2015, s. 87.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1