Türkiye Barolar Birliği Dergisi 139.Sayı

152 İdare Hukuku İlkeleri Çerçevesinde Türk Vatandaşlığına Alınma Kararının İptali ... surlar gerçekleşmeksizin, vatandaşlığa alınmanın şartlarının oluşma- mış olmasına rağmen, vatandaşlığa alınma kararının verilmiş olması kanaatimizce TVK m. 31 kapsamında değerlendirilemez. 52 Türk vatandaşlığını elde etmekle önceki vatandaşlığından çıkmış olan kişi vatansız kalma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır. Bu du- rumda vatandaşlık hukukunun temel ilkelerinden ve amaçlarından olan herkesin bir vatandaşlığının olması ilkesi ve vatansızlığın önlen- mesi amacı terk edilmiş mi olacaktır? Kanaatimizce kişinin, hukuka aykırı fiillerinin sonucuna katlanması gerekir. Vatandaşlık hukuku- nun klasik ilkelerinden bir tanesi de herkesin vatandaşlığının olması; kimsenin vatansız kalmamasıdır. Ancak bu ilke, kişinin hukuka aykırı fiilinin koruyucu kalkanı olarak yorumlanmamalıdır. Vatansızlık ha- linin önlenmesi amacının gerçekleştirilmesi için, vatandaşlığa alınma kararı iptal tarihinden itibaren hüküm doğurmamalı, kişiye eski vatan- daşlığına dönebilmesi için makul bir süre verilmelidir. Karşılaştırmalı hukuk açısından değerlendirildiğinde de, hile ile vatandaşlığın elde edildiği hallerde, kişinin vatansız kalacak olması, vatandaşlığa alın- ma kararının iptal edilmemesine haklı bir gerekçe oluşturmaz. İsviç- re Federal Mahkemesi bir kararında, 53 yalan beyanda bulunmak veya 52 Mülga İsv. VK. m. 41 ve yeni İsv. VK m. 36’da, iptal sebepleri olarak yalan beyan ve önemli hususların gizlenmesi sayıldıktan sonra, vatandaşlığın elde edilmesi olarak kanun maddemizde ifade edilen, hile ile elde etmek anlamını taşıyan “ersc- hleichen” fiili kullanılmıştır. Bu nedenle mülga İsv. VK. m. 41 hükmü değerlen- dirilirken hile (Arglist) kavramının kapsamı da tartışılmıştır. BGE 128 II 97 E. 3a S. 99; BGE 130 II 482 E. 2, BGE vom 5. März 2009, 1C_504/2008, E. 2.1, https:// www.bger.ch , E.T: 27.02.2018. Kanaatimizce Yalan beyanın veya önemli husus- ların gizlenmesinin vatandaşlığa alınma kararına etkili olması gerekir. Aksi gö- rüş için bakınız: Fişek, agm, s. 379: Bütün bu hükümlere ve yapılan araştırma ve soruşturmalara rağmen İdarenin, yanılarak veya yanıltılarak, durumu kanunun öngördüğü koşullara uymayan bir yabancının Türk vatandaşlığına alınmasına yol açacak bir sonuca varması olasılık içindedir. Diğer bir deyimle, yetkili makamlar Türk vatandaşlığına alınmak isteyen kişinin hiç etkisi olmadan yanılmış olabilir yahut bu hatalı sonuca ilgilinin etkisi ile kanunun deyimi ile onun yalan beyanları veya önemli hususları gizlemesi sonucunda varılmış olabilir. 53 BGE 140 II 65 s. 66 vd., https://www.bger.ch , E.T: 27.02.2018. 1977 doğumlu Ka- radağlı Bay X 1997 yılından beri İsviçre’de yaşamaktadır. X 2003 yılında İsviç- re vatandaşı Bayan Y ile evlenmiş ve 2004’te ortak çocukları dünyaya gelmiştir. 04.01.2006 yılında X, evlilik dolayısıyla kolaylaştırılmış vatandaşlık başvurusunda bulunmuş ve 19.06.2007 tarihinde “kendisine karşı gerek İsviçre’de gerekse başka bir yerde herhangi bir cezai takibat altında olmadığı, son on senede İsviçre’nin tüm yasal gerekliliklerine uygun davrandığı ve cezalandırılabilir bir eylemde bulunmadığına, yanlış beyanı veya önemli hususları gizlemesinin vatandaşlığın iptali sonucu doğuracağının bilincinde olduğuna” dair bir evrak imzalamış ve

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1