Türkiye Barolar Birliği Dergisi 139.Sayı

168 Çevrenin Korunmasına İlişkin İptal Davalarında Kişisel Menfaat Kavramı davayı takip etme, davaya taraf olma yeterliliğini ifade etmektedir. İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesi ile bu hususta Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na atıfta bulunmuş ve medeni yargılamada- ki ehliyet koşulu, idari yargıda da aranmıştır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 50. maddesi; “Medeni Haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, davada taraf ehliyetine de sahiptir” ve 51. maddesi; “Dava ehliyeti, me- deni hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir” hükümlerini öngörmekte- dir. Diğer bir ifade ile objektif dava ehliyeti, Türk Medeni Kanunu’nun hak ve fiil ehliyeti hükümlerine göre belirlenecektir. Sübjektif ehliyet koşulu ise menfaat ihlali olup, bu menfaat davanın açıldığı sırada ve devamı süresince olması gerekir. Sonuç olarak, iptal davası açabilmek için bir hakkın ihlal edilmesi koşulu değil, idari yargılama hukukuna özgü bir ehliyet kuralı olan menfaat ihlali yeterli sayılmıştır. Bu men- faatin dava konusu işlemle davacı arasında kurulan meşru, güncel ve kişisel bir menfaat olması gerekir. İdari yargı mercileri, uyuşmazlığın niteliğine göre menfaat ilişkisinin varlığını ve sınırlarını tespit etmek- tedir. Meşru menfaat hukuki bir durumdan ortaya çıkan, hukuka ve ahlaka aykırı olmayan, diğer bir ifade ile hukuken ileri sürülebilen menfaattir. Menfaatin güncel olması ise, dava açıldığında ve devamı süresince oluşmuş ve var olan bir menfaat ihlalini ifade eder. Yakın gelecekte gerçekleşeceği kesin olan menfaat (muhtemel menfaat) de güncel menfaat olarak kabul edilmektedir. Menfaatin kişisel olması da, idari işlemin doğrudan veya dolaylı olarak ilgili kişinin menfaatini etkilemesidir. Kişisel menfaatin tespiti çevre, tarihi ve kültürel değer- lerin korunması, imar uygulamaları gibi kamu yararını yakından ilgi- lendiren konularda daha da önem kazanmıştır. İptal davası açma hakkının herkese tanınmamasının en önemli gerekçeleri, idari yargı mercilerine altından kalkamayacağı bir yük yükleyeceği; 1 idareyi hareketsizliğe, iş yapmamaya ve sonucunda kamu hizmetlerinin gereği gibi yerine getirilmemesine yol açabileceği; 2 yargılama faaliyetinin olanaksızlaşacağı, 3 yargılama faaliyetinde aksa- maların meydana gelebileceği ve bu durumda idarenin denetiminin 1 Yıldızhan Yayla, İdare Hukuku, Beta Yayınları, İstanbul 2009, s.137. 2 İsmet Giritli/Pertev Bilgen/Tayfun Akgüner, İdare Hukuku, Der Yayınları, İstan- bul 2001, s. 51-52. 3 Turgut Candan, Açıklamalı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 5. Bası, Adalet Yayı- nevi, Ankara 2012, s. 107.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1