Türkiye Barolar Birliği Dergisi 139.Sayı

175 TBB Dergisi 2018 (139) Süheyla Suzan Gökalp ALICA zulmasından, çevresel zararlardan, planlamaya ilişkin hukuksuzluk- tan haberdar olabilmesi için idarenin elinde bulunan bilgilere istediği zaman, basit bir usulle, ücretsiz veya çok az bir bedelle ulaşabilmesi, demokratikleşmenin en önemli adımı olarak görülmektedir. Çevre hakkının kullanılabilmesine yönelik bilgi edinme hakkının önemi bu- rada karşımıza çıkmaktadır. 1.1. 2872 sayılı Çevre Kanunu’nda Çevre Hakkı ve Katılım Çevre hakkı ve katılım konusu, Çevre Kanunu’nun 3. maddesinde temel ilkeler olarak düzenlenmiştir. Çevre Kanunu’nun 3/a madde- sindeki; “Başta idare, meslek odaları, birlikler ve sivil toplum kuruluşları olmak üzere herkes, çevrenin korunması ve kirliliğin önlenmesi ile görevli olup bu konuda alınacak tedbirlere ve belirlenen esaslara uymakla yüküm- lüdürler” hükmü ile meslek odalarına, birliklere ve tüm sivil toplum örgütlerine çevrenin korunması amacıyla sorumluluk yüklenmiştir. Bu ilkeye idari yargı kararlarında da yer verilmiştir. Aynı maddenin (b) bendinde ise; çevrenin korunması, çevrenin bozulmasının önlen- mesi ve kirliliğin giderilmesi alanlarındaki her türlü faaliyette; Ba- kanlık ve yerel yönetimler, gerekli hallerde meslek odaları, birlikler ve sivil toplum kuruluşları ile işbirliği yapacakları düzenlenmiş ve (e) bendinde de; çevre politikalarının oluşmasında katılım hakkının esas olduğu ve Bakanlık ve yerel yönetimler; meslek odaları, birlikler, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşların çevre hakkını kullanacakları katı- lım ortamını yaratmakla yükümlü bulundukları öngörülmüştür. Yine ilgili AB düzenlemesine paralel olarak Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Yönetmeliği’nde karar alma sürecine halkın katılımını sağlama yükümlülüğüne yer verilmiştir. Bunun yanı sıra; Çevre Kanunu’nun 30. maddesine göre; çevre- yi kirleten veya bozan bir faaliyetten zarar gören veya haberdar olan herkes ilgili mercilere başvurarak faaliyetle ilgili gerekli önlemlerin alınmasını veya faaliyetin durdurulmasını isteyebilir. Bu hüküm gere- ğince sadece “zarar görenlerin” değil “haberdar olanların” ilgili mer- cilere başvurabileceği ve ilgili mercilerin kapsamına yargı mercilerinin de dâhil olduğu düşüncesi hâkimdir. Diğer bir ifade ile 30. maddede “herkes” denildiği için, çevrenin korunması amacıyla açılan iptal da- valarında menfaat ilişkisinin değerlendirilmesine dair farklı görüşler bulunmaktadır. 30. madde hükmü temel kriter olarak alınırsa, çevre

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1