Türkiye Barolar Birliği Dergisi 139.Sayı

181 TBB Dergisi 2018 (139) Süheyla Suzan Gökalp ALICA zaman da yürürlükteki diğer kanunlarla çelişkilere neden olmakta ve bir bütünlük sorunu yaratmaktadır. Esasen yaşantımızı doğrudan et- kileyen imar, planlama ve çevre mevzuatında yaşanan yetki çakışması ve iyi hazırlanmamış yeni düzenlemelerin yürürlüğe girmesi nedeniy- le de farklı bir boyuta evrilmiştir. Diğer taraftan, kentler hepimizin or- tak alanı ve çevresel değerler hepimizin ortak varlığı olduğundan ve planlama ile çıkar çatışmalarına neden olunabileceğinden dolayı pek çok kişiyi ilgilendirmekte ve menfaatini ihlal edebilmektedir. Öncelik- le söz konusu davalarda verilen yargı kararlarında, Anayasa’nın 56. maddesinde yer alan çevre hakkının açıkça vurgulandığı görülmek- tedir. Bu kapsamda planlama ve çevreyle ilgili davalarda kimlerin men- faatinin ihlal edildiği önemli bir sorundur. Kent sakinleri bu süreçlere nasıl katılabilirler ve bu işlemlere karşı iptal davası açmakta menfaat- leri var mıdır? Ya da çevreye, kültürel ve tarihi değerlere kimler sahip çıkmalıdır? Söz konusu değerlerin korunması amacıyla açılacak dava- larda, menfaat ihlali koşulunu davacıların kurumsal kimliklerine göre ayırarak incelemekte yarar bulunmaktadır. 4.1. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu’nun 1. maddesinde Birliğin ve odaların kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olduğu belirtilmiş ve bu kurumlara kamu yararını koruma görev ve sorumluluğu verilmiştir. Danıştay, bu bağlamda meslek kuruluşlarının birçok alanda ör- gütlü hareket edebilme imkânı sağlaması nedeniyle hak arama özgür- lüğünün bireyler halinde kullanılmasının yaratabileceği güçlüklerin önüne geçilmesinde de önemli bir araç görevi üstlendiğini belirterek, Anayasa’ya koşut olarak Çevre Kanunu’nda çevrenin korunmasının “herkes” için bir ödev olduğunun kabul edildiğini, hatta meslek kuru- luşlarının bu amacın gerçekleştirilmesi bakımından öncelikli role sa- hip olmaları gerektiğine vurgu yapıldığını, ifade etmektedir. 31 Özetle sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı Anayasa’da ayrım yapılmaksızın herkes için tanınmış, Çevre Kanunu’nda mes- 31 Danıştay 10. Dairesi’nin 31.12.2012 tarih ve E. 2012/925, K. 2012/7169 sayılı kararı.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1