Türkiye Barolar Birliği Dergisi 139.Sayı

185 TBB Dergisi 2018 (139) Süheyla Suzan Gökalp ALICA çesinde, Anayasa’nın 56. maddesindeki “herkesin, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu; çevreyi geliştirmenin, çev- re sağlığını korumanın ve çevre kirlenmesini önlemenin Devletin ve vatandaşların ödevi olduğu” kuralına, meslek kuruluşlarının, birçok alanda örgütlü hareket edebilme imkânı sağlaması nedeniyle, hak arama özgürlüğünün, tek tek bireyler olarak kullanılmasının yarata- bileceği güçlüklerin önüne geçilmesinde de önemli bir vasıta görevi üstlendiğine dayanılmıştır. Ayrıca, 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 3. maddesindeki kural da belirtildikten sonra, Anayasaya ek olarak Çev- re Kanunu’nda da çevrenin korunmasının herkes için bir ödev olarak kabul edildiği ve Çevre Kanunu ile meslek kuruluşlarının da herkes kavramı içine dâhil olduğu ifade edilmiştir. Bu bağlamda, kamu kuru- mu niteliğinde bir meslek kuruluşu olan davacı Baronun dava konusu işlem ile menfaat ilişkisinin olduğuna karar vermiştir Hukukun üstünlüğünü savunmak ve korumakla görevli bulu- nan Baro’nun, çevreyi olumsuz etkileyebilecek Bakanlar Kurulu’nca alınan prensip kararının iptali yönündeki uyuşmazlıkta verilen kara- rı da incelenmeye değerdir. Bu uyuşmazlık, çevrenin korunması yö- nünde verilen kesinleşmiş bir mahkeme kararını etkisiz hale getirmeyi amaçlayan Bakanlar Kurulu Prensip Kararının iptali istemine ilişkin- dir. 2004 tarihli anılan Danıştay kararına göre; “ … Olayda, avukatla- rın meslek kuruluşu olan İzmir Barosu Başkanlığı tarafından; kesinleşmiş yargı kararını etkisiz hale getirmeyi amaçlayan ve çevre sorunlarına neden olabilecek nitelikte bir işlem olduğu öne sürülerek 29.3.2002 günlü Bakan- lar Kurulu Prensip Kararının iptali istenilmektedir. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 4667 sayılı Yasa ile değişik 76. maddesinde; barolar, avukat- lık mesleğini geliştirmek, meslek mensuplarının birbirleri ve iş sahipleri ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni sağlamak; meslek düzenini, ahlakını, saygınlığını, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak, avukatların ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tüm çalışmaları yürüten, tüzel kişiliği bulunan, çalışmalarını demokratik ilkelere göre sürdüren kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olarak tanımlanmış, yine aynı Yasa’nın Baro Yönetim Kurulunun görevlerinin sayıldığı 95. maddesinin 21. bendinde de, yönetim kurulunun, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak, korumak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmakla görevli olduğu belirlenmiş- tir.” gerekçesine dayanılmıştır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1